Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
NİŞE : Ottoman Turkish

f. Çoban düdüğü. Kaval

NİŞEST : Ottoman Turkish

f. Oturan

NİŞESTE : Ottoman Turkish

(C.: Nişeste-gân) f. Oturan, oturmuş

NİŞESTE-GÂN : Ottoman Turkish

(Nişeste. C.) f. Oturanlar, oturmuş olanlar

NİŞESTGÂH : Ottoman Turkish

f. Oturacak yer

NİŞHAR : Ottoman Turkish

f. Diken batmış, iğnelenmiş

NİŞİB : Ottoman Turkish

f. (Yukarıdan aşağıya) iniş

NİŞİB Ü FİRAZ : Ottoman Turkish

İniş ve yokuş

NİŞİBGÂH : Ottoman Turkish

f. Çukur yer

NİŞİMEN : Ottoman Turkish

f. Oturacak yer

NİŞİMENGÂH : Ottoman Turkish

f. Durak, yurt. Toplanılacak yer

NİŞİN : Ottoman Turkish

"f. ""Oturan, oturmuş"" gibi mânâya gelir ve başka kelimelerle birleşir."

NİŞİNENDE : Ottoman Turkish

f. Oturan, oturucu

NİŞTER : Ottoman Turkish

f. Hekim bıçağı, neşter

NİŞVE : Ottoman Turkish

Koklamak. * Bilmek. * Haber vermek

NİŞÂN : Ottoman Turkish

iz, bellik

NİŞÂNE : Ottoman Turkish

iz, alâmet, bellik

NİŞÎN : Ottoman Turkish

oturan

NOBRAN : Ottoman Turkish

Sert mizaçlı, inatçı, nâzik olmayan

NOKSAN : Ottoman Turkish

(Nuksan) Eksik, kusurlu, nâkıs. * Eksiklik, azlık. Eksilme, azalma. * Yokluk

NOKSAN : Ottoman Turkish

eksik

NOKSANİYET : Ottoman Turkish

Eksiklik, noksanlık

NOKSANİYET : Ottoman Turkish

noksanlık, eksiklik

NOKSANÎ : Ottoman Turkish

Eksiklik ve noksanlıkla alâkalı

NOKTA : Ottoman Turkish

(Nukta) Benek. * Durak, mevki. Mahâl. * Göze ârız olan leke. * Durak işareti. * Tek karakol, tek nöbetçi. * Yazıdaki durak işâreti. * Mat: Hiçbir uzunluğu olmayan şekil