Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
NUAS : Ottoman Turkish

Uyuklama, uyuşukluk. (Bak: Nüas)

NUF : Ottoman Turkish

f. Yankı. Aks-i sadâ

NUFAHA : Ottoman Turkish

Su üzerindeki kabarcık

NUGAŞİ : Ottoman Turkish

Kısa boylu adam

NUGBE : Ottoman Turkish

(C.: Nugab) Bir içim su

NUGER : Ottoman Turkish

f. Köle, kul

NUGERÎ : Ottoman Turkish

f. Kölelik, kulluk

NUGNUG : Ottoman Turkish

(C.: Negânig) Boğaz içinde olan et. * Kulak içinde fazlalık olan nesne

NUGRE : Ottoman Turkish

(C.: Nugur-Nugrân) Serçe kuşu büyüklüğünde olup kırmızı olan bir kuşun adı

NUGZ (NAGZ) : Ottoman Turkish

Kürek ucuna bitişik olan kıkırdak

NUH : Ottoman Turkish

tufan için gemi yapan büyük bir peygamber

NUH (ALEYHİSSELÂM) : Ottoman Turkish

"Kur'an-ı Kerim'de adı geçen bir peygamber ismi. (Elli yaşında iken kavmini imana dâvete memur edilmiş ve kavmi kendisini dinlemediğinden, iman etmeyenlere ceza olarak dünyayı kaplayan su tufanı olmuş ve zâlimler mahvolmuşlar; iman edenler Nuh Peygamber'in (A.S.) yaptığı gemiye alınarak kurtulmuşlardır.)"

NUH SURESİ : Ottoman Turkish

Kur'an-ı Kerim'de
Suredir ve Mekkîdir

NUHA' : Ottoman Turkish

Boyun kemiği içindeki murdar ilik

NUHAA : Ottoman Turkish

Tükürmek

NUHAME : Ottoman Turkish

Balgam

NUHAS : Ottoman Turkish

Bakır. Bakır para. * Kızgın mâden. * Kıtr. Ateş. Tunç ve demir döğülürken sıçrayan şerâre. * Dumansız alev. * Bir şeyin aslı. * Tütün

NUHASÎ : Ottoman Turkish

Bakırlı, bakırla alâkalı, bakırdan

NUHAT : Ottoman Turkish

Nahiv (gramer) âlimleri

NUHBE : Ottoman Turkish

Herşeyin seçkini, iyisi. * Seçkin, seçilmiş, müntehab, güzide. * Korkak

NUHBE-İ ÂMÂL : Ottoman Turkish

Mefkure, ideal. Emellerin en sonu

NUHL : Ottoman Turkish

Karşılıksız hediye ve hibe

NUHLA : Ottoman Turkish

Atiyye, hediye

NUHRE : Ottoman Turkish

Kemik dokusunun çürümesi

NUHRUB : Ottoman Turkish

(C.: Nehârib) Kaya yarığı. * Arı kovanı. * Arı sesi