Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
NURANİYYET : Ottoman Turkish

Nurlu olanın hali, parlaklık, nurluluk

NURANÎ : Ottoman Turkish

Nurlu, ışıklı, nura yakışır, parlak, münevver

NURBAHŞ : Ottoman Turkish

f. Işık saçan, aydınlatan, parlatan

NURCU : Ottoman Turkish

Nur Risalelerini okuyan, yaşayan ve yayan kimse

NURCULUK : Ottoman Turkish

"Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri ile Türkiye'de başlayan dinî bir hareket ve faaliyettir. Bu hareketin en mühim istinad noktası, Risale-i Nur namındaki eserlerdir.Risale-i Nur eserleri
1949 seneleri arasında yazılmıştır ve Kur'anın bu asra bakan mânevî bir tefsiridir. Bilhassa iman ve İslâm esaslarını ve Kur'anın hikmetlerini izah ve isbat eder.Siyasî ve dünyevî cem'iyetçilikten mücerred; ve aynı eserleri okumaktan doğan mânevî alâkadarlık ile gönüllerde kurulan nur irfan müessesesi mensublarına, yani Risale-i Nur eserlerini okuyanlara: ""Risale-i Nur Talebesi""; kısaltılmış şekli ile ""Nur Talebesi"" veya ""Nurcu"" denilmektedir.Daha başka bir tarif ile Nurcu
Risale-i Nur Külliyatı'nı okuyanların meydana getirdiği maddîlikten, teşkilâttan, cemiyet kademelerinden mücerred, aynı eserleri okumaktan doğan mânevî alâkadarlıktan ibaret olan ekol mensublarına da Nurcu denmektedir.Risale-i Nur ve Talebeleri, Âlem-i İslâma, hattâ dünyanın her tarafına kadar genişlemiş ve hüsn-ü kabule mazhar olmuştur.Diyanet İşleri Başkanlığının
1963 tarih, 18746 sayılı yazısına ekli, Müşavere ve Dinî Eserleri İnceleme Kurulu'nun
1963 tarih, 326 sayılı kararında:""Nurculuk: Bir tarikat veya bir mezheb olmayıp, Said Nursî adındaki zâtın, son zamanlarda yayılma istidadı gösteren dinsizlik cereyanına karşı, Kur'an-ı Kerim âyetlerini ele alarak, Risale-i Nur namıyla yazdığı eserlere izafe edilen bir cereyandır. Adı geçen eserler, imanı fikirlerle birleştirmeye çalışmaktadır."" şeklinde beyan edilmiştir."

NUREFŞAN : Ottoman Turkish

f. Etrafı aydınlatan, nur saçan, ışık veren

NUREFŞÂN : Ottoman Turkish

nur saçan

NURİ : Ottoman Turkish

Nura mensub, nura ait. * Erkek ismidir

NURİSTÂN : Ottoman Turkish

nur ülkesi, cennet

NURİYE : Ottoman Turkish

Nura âit, nura mensub. * Kadın ismidir

NURPAŞ : Ottoman Turkish

f. Nur saçan, nur saçıcı

NURTAL'AT : Ottoman Turkish

Nur yüzlü

NURULENVAR : Ottoman Turkish

nurlara nur veren Allah

NURUN ALA NUR : Ottoman Turkish

Daha âlâ, daha iyi, nur üstüne nur

NURUNÂLÂNUR : Ottoman Turkish

nur üstüne nur

NURÂNİYET : Ottoman Turkish

nurluluk, aydınlık

NURÂNÎ : Ottoman Turkish

nurlu, ışıklı

NUSAHA : Ottoman Turkish

(Nasih. C.) Nasihat edenler, öğüt verenler

NUSARA : Ottoman Turkish

(Nasir. C.) Yardımcılar

NUSB : Ottoman Turkish

(C.: Ensâb) Meşakkat, zahmet, elem. * Zehir, ağu. * Belâ, musibet. * Put, sanem, heykel

NUSH : Ottoman Turkish

Nasihat, ögüt

NUSH : Ottoman Turkish

nasihat, öğüt

NUSHA : Ottoman Turkish

(Bak: Nüsha)

NUSRET : Ottoman Turkish

(Nusrat) Yardım. Cenab-ı Hakkın yardımı, hususen ruhani muavenet. Zafer, galebe, fetih, üstünlük, başarı, düşmana gâlib olmak

NUSRET : Ottoman Turkish

zafer için yardım