Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
NUHT : Ottoman Turkish

Çocukla birlikte karından çıkan su

NUHUL : Ottoman Turkish

Zayıflık, arıklık

NUHUR : Ottoman Turkish

(Nahr. C.) Ayların evvelleri. * Göğüsler. (Bak: Nahr)

NUHUSET : Ottoman Turkish

Uğursuzluk

NUHUST : Ottoman Turkish

f. Birinci, ilk, evvel

NUHUSTZÂD : Ottoman Turkish

f. İlk doğmuş olan. Evvel doğan

NUHUSTÎN : Ottoman Turkish

f. Birinci, ilk, evvel

NUHÎ : Ottoman Turkish

Nuh (A.S) ile ilgili. * Pek eski

NUK : Ottoman Turkish

(Naka. C.) Dişi develer

NUKA : Ottoman Turkish

Her şeyin kötüsü

NUKAA : Ottoman Turkish

Birşeyi ıslamada kullanılan su

NUKAT : Ottoman Turkish

(Nokta. C.) Noktalar

NUKAT : Ottoman Turkish

noktalar

NUKAVE : Ottoman Turkish

Temizlik, paklık. * Her şeyin iyisi, seçkini

NUKAYE : Ottoman Turkish

Her nesnenin iyisi

NUKAZ : Ottoman Turkish

Küçük serçe kuşu

NUKAZA : Ottoman Turkish

Binâdan yıkılmış veya örülmüş iplikten sökülmüş nesne

NUKBE : Ottoman Turkish

(C.: Nukab) Yol. * Yırtık, delik. * Paçasız don. * Levn, renk. * Pas

NUKRE : Ottoman Turkish

Külçe hâlinde gümüş. * Ense çukuru

NUKRE-İ KAFA : Ottoman Turkish

Ense çukuru

NUKSAN : Ottoman Turkish

Eksilmek, noksanlaşmak

NUKTA : Ottoman Turkish

(C.: Nukat-Nukut-Nikât) Nokta

NUKUD : Ottoman Turkish

(Nakid. C.) Nakidler, paralar, akçeler, madeni paralar

NUKUD-I MEVKUFE : Ottoman Turkish

Vakfedilen paralar

NUKUL : Ottoman Turkish

Nakiller, rivâyetler. Başkasından anlatılanlar. Hikâyeler