Ottoman Turkish
SANÂTEN : Ottoman Turkish
sanatça
SANÂTKÂR : Ottoman Turkish
sanatçı
SANÂTKÂRÂNE : Ottoman Turkish
sanatlıca
SANÂTPERVER : Ottoman Turkish
sanatsever
SANÂTPERVERÂNE : Ottoman Turkish
sanatseverce
SANÂTÜTTEDELLİ : Ottoman Turkish
muhatabın söyleneni anlayabilmesi için onun seviyesine inme mânâsında belagat ilminde bir sanat türü
SANÂVÎ : Ottoman Turkish
sanatlı
SANÂYÎ : Ottoman Turkish
sanatlar
SAR : Ottoman Turkish
İntikam, öç
SAR' : Ottoman Turkish
Düşmek. * Yıkıp yere çalmak. * Edb: Şiirin beytini iki mısra' veya iki kafiyeli yapmak. * Tıb: Bir hastalık ki, teneffüs cihâzını his ve hareketten meneder
SAR'A : Ottoman Turkish
Tıb
Bir nevi baygınlık hastalığı
SAR'Î : Ottoman Turkish
Sar'a hastalığı ile ilgili
SARA : Ottoman Turkish
f. Hâlis, saf, katıksız. *Hz. İbrahim'in (A.S.) birinci zevcesinin ismi
SARA' : Ottoman Turkish
Sararmış hanzal otu
SARAD : Ottoman Turkish
Yer bağırsağı
SARAH : Ottoman Turkish
Her şeyin hâlis ve safisi
SARAHAT : Ottoman Turkish
Sarih olmak, zâhir olmak. Açıklık. * Kaymağı alınmış süt
SARAHAT : Ottoman Turkish
açıklık
SARAHATEN : Ottoman Turkish
Açık ve sarih olarak. Açıktan açığa
SARAHATEN : Ottoman Turkish
açıkça
SARAMET : Ottoman Turkish
Yiğitlik, mertlik
SARARÎ : Ottoman Turkish
(C.: Sarariyyûn) Gemici
SARASIR : Ottoman Turkish
(Sarsar. C.) şiddetli ve gürültülü rüzgârlar
SARASIRA : Ottoman Turkish
Şam vilâyetinde yetişen bir otun adı
SARAT : Ottoman Turkish
Suyun çok durmaktan dolayı renginin ve kokusunun değişmesi
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani