Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
SARİF : Ottoman Turkish

Kapı gıcırtısı. * Diş gıcırtısı. * Makara sesi

SARİFE : Ottoman Turkish

(C.: Savârif) Değişiklik. Değişme

SARİH : Ottoman Turkish

Açık, belirli âşikâr. Sâf ve hâlis olan

SARİHAN : Ottoman Turkish

Açık ve belirli olarak. Açıkça. Meydanda ve âşikâr olarak

SARİK : Ottoman Turkish

(Bak: Sârık)

SARİM : Ottoman Turkish

Kesilmiş. * Biçilmiş ekin, döğülmemiş harman

SARİME : Ottoman Turkish

Ekini biçilmiş yer

SARİR : Ottoman Turkish

(Kapı, kalem vs. de) Cızırtı, gıcırtı

SARİR-İ HÂME : Ottoman Turkish

Kalem cızırtısı

SARİYE : Ottoman Turkish

(C.: Sevari) Direk. * Gece yağmur yağdıran bulut

SARM : Ottoman Turkish

(Surm) Bağ kesmek. Meyve toplamak. Bir şeyi kökünden ayırmak

SARMA' : Ottoman Turkish

Susuz sahra. Suyu olmayan çöl

SARNIÇ : Ottoman Turkish

(Bak: Sahrınç)

SARR : Ottoman Turkish

Sevindiren, sürura sebeb olan

SARRAF : Ottoman Turkish

Sarfeden. Para işleri ile uğraşan. * Cevherci, kuyumcu. Cevherin kıymetini san'atı ile azaltan veya çoğaltan

SARRAFÂN : Ottoman Turkish

(Sarraf. C.) Sarraflar

SARRAM : Ottoman Turkish

Ham deri satıcısı

SARRAR : Ottoman Turkish

Orak kuşu denilen ve yaz sıcaklarında öten bir hayvan

SARRE : Ottoman Turkish

Kapı, kalem ve semer cızıldaması. * Çağırıp söylemek. * Sayha, yüksek ses

SARRÂF : Ottoman Turkish

kuyumcu

SARSAR : Ottoman Turkish

Gürültü ile gelen pek soğuk rüzgâr, yel. Kasırga. * Ağustos böceği

SARSARA : Ottoman Turkish

Doğan sesi. * Horoz sesi

SARSARANİ : Ottoman Turkish

(C.: Sarsaraniyyât) Bir deve cinsi. * Bir cins balık

SARUC : Ottoman Turkish

Alçı. * Hamam otu

SARY : Ottoman Turkish

Kalem ve kapı cızıltısı