Ottoman Turkish
SÂDÎ : Ottoman Turkish
Gülistan isimli ünlü eserin de yazarı olan hakîm bir zat
SÂDIK : Ottoman Turkish
doğru, samimi, bağlı
SÂDIKANE : Ottoman Turkish
doğruluk üzerine, samimiyetle, bağlılığını gösterircesine
SÂDIKIYET : Ottoman Turkish
doğruluk, bağlılık
SÂDIR : Ottoman Turkish
çıkan
SÂF : Ottoman Turkish
katkısız, duru, temiz, bön
SÂFDERUN : Ottoman Turkish
kolay aldanan
SÂFDİL : Ottoman Turkish
gönlü saf, kalbi temiz
SÂFDİLÂNE : Ottoman Turkish
kalbi saf biri gibi, safça
SÂFİL : Ottoman Turkish
aşağı
SÂFİLÎN : Ottoman Turkish
aşağılar
SÂFİYE : Ottoman Turkish
saf, arı, temiz
SÂFİYET : Ottoman Turkish
saflık, temizlik
SÂFİYÂNE : Ottoman Turkish
saf hâlde, safça
SÂFİYÂT : Ottoman Turkish
saflık, temizlik
SÂFÎ : Ottoman Turkish
temiz, katışıksız, duru
SÂHA : Ottoman Turkish
alan, meydan
SÂHİB : Ottoman Turkish
(Sohbet. den) Sohbet edilen kimse. * Bir şeyi koruyan ve ona mâlik olan. * Bir iş yapmış olan. * Bir vasfı olan
SÂHİB : Ottoman Turkish
sahip, koruyucu, sohbet arkadaşı
SÂHİB-İ ARZ : Ottoman Turkish
Devleti temsil eden zât
SÂHİB-İ HAYRÂT : Ottoman Turkish
Câmi, yol, çeşme vs. gibi hayırlı işler yapıp bırakmış kimse. Hayrat sâhibi
SÂHİB-İ HURUC : Ottoman Turkish
f. İsyan edip ayaklanarak idareyi ele geçirmiş olan kimse. * Büyük kahraman. * Şarktan zuhuru beklenen mehdi
SÂHİB-İ HÂNE : Ottoman Turkish
Ev sâhibi. Sahib-ül beyt
SÂHİB-İ İMTİYAZ : Ottoman Turkish
İmtiyaz sahibi
SÂHİB-İ KEMÂL : Ottoman Turkish
Kemal sahibi, olgun insan
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani