Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
TALİD : Ottoman Turkish

Bir kimsenin (köle, câriye, hayvan gibi) canlı eşyası

TALİF : Ottoman Turkish

Alınmış şey

TALİH : Ottoman Turkish

Faydasız, yaramaz iş. (Kısmet ve kader mânasında: Bak: Tâli')

TALİK : Ottoman Turkish

Güleryüzlü adam. Mütebessim kimse. * Düzgün söz söyleyen kimse

TALİL : Ottoman Turkish

Hasır

TALK : Ottoman Turkish

Doğum ağrısı

TALL : Ottoman Turkish

Çiğ, kırağı. İnce yağan yağmur, çisinti. Şebnem. * Helâk etmek, iptal. * Güzel, lâtif şey. * Şiddet

TALLASE : Ottoman Turkish

Kendisiyle levha silinen paçavra

TALS : Ottoman Turkish

Su akmak

TALTİF : Ottoman Turkish

İltifat etmek. Bir iyilik yaparak gönül almak. Yumuşatmak

TALTİF : Ottoman Turkish

gönül okşama, lütuf etme

TALTİFAT : Ottoman Turkish

gönül okşamalar

TALTİFEN : Ottoman Turkish

Taltif suretiyle

TALTİFÂT : Ottoman Turkish

(Taltif. C.) Taltifler, ihsanlar, lütuflar, bağışlar

TALTİH : Ottoman Turkish

Bulaştırma, bulaşık etme

TALUT : Ottoman Turkish

(Bak: Yuşa)

TALVE : Ottoman Turkish

Vahşi canavarların yavrusu. * Keçi bağladıkları ip parçası

TALY : Ottoman Turkish

Karışmak

TALZİYE : Ottoman Turkish

(Lezâ. dan) Alevlendirme veya alevlendirilme

TALÂK : Ottoman Turkish

Boşamak. Boşanmak. * Bağlı olan bir şeyi çözmek, ayırmak. * Nikâhlı karısını bırakmak

TALÂK : Ottoman Turkish

oşama

TALÂK SURESİ : Ottoman Turkish

Medenîdir. Nisâ Suresi de denir. Kur'an-ı Kerim'in
Suresidir

TALÂK-I BÂYİN : Ottoman Turkish

Yeniden evleniyorlarmış gibi kadının rızası ile tekrar nikâh edilmedikçe geri alınamayacağı talâk. Kadın istemiyorsa erkek zorla alamaz. İddet sırasında kadın, erkeğin evinde kalmaz. Erkek üçüncü defa verdiği bâin talaktan sonra, üzerinden hulle geçmeden karısını bir daha (kadın istese de) alamaz. (Bak: Hulle)

TALÂKAT : Ottoman Turkish

düzgün sözlülük

TAM'AN : Ottoman Turkish

Tama' suretiyle, tama' ederek