Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
TAMMAH : Ottoman Turkish

Her şeye göz diken pek hırslı kimse

TAMMAT : Ottoman Turkish

Kıyamet

TAMME : Ottoman Turkish

Bütün, noksansız, eksiksiz, tam

TAMN : Ottoman Turkish

Sâkin olmak, sessiz olmak

TAMS : Ottoman Turkish

Yok etme, belirsiz kılma. * Eskimek. * Mahvolmak

TAMSETMEK : Ottoman Turkish

elirsiz kılma, silme

TAMTAME : Ottoman Turkish

Pelteklik, kekemelik, tutukluk

TAMU : Ottoman Turkish

(Aslı: Tamuğdur) Cehennem

TAMUR : Ottoman Turkish

Kan. * Nefes

TAMURE : Ottoman Turkish

Kalb gılâfı. * Emzikli bardak. * İbrik

TAMV : Ottoman Turkish

Yüksek olmak. * Dolu olmak

TAMÂ : Ottoman Turkish

açgözlülük, aşırı istek

TAMÂKÂR : Ottoman Turkish

tamahkâr, açgözlü

TAMÂKÂRANE : Ottoman Turkish

açgözlü biri gibi

TAMŞ : Ottoman Turkish

Halk, nâs, insanlar

TAN'İM : Ottoman Turkish

Nimet vermek, nimetlendirmek

TANA : Ottoman Turkish

Susuzluktan ciğerin yapışması

TANAGGUZ : Ottoman Turkish

Taaccüb edip, şaşırıp, hayrette kalıp başını sallamak

TANAZZUC : Ottoman Turkish

Pişmek. * Olmak

TANCİR (TANCERE) : Ottoman Turkish

(C: Tanâcir) Tencere

TANDIR : Ottoman Turkish

Ufak fırın. * Elleri ve ayakları ısıtmak için üstü kapalı küçük mangal

TANEF : Ottoman Turkish

Kayış. * Dağ burnu. Dağ başı. * Kapı üstüne yapılan örtü. * Duvar üzerine yapılan saçak

TANFESE : Ottoman Turkish

(C.: Tanâfis) Uzun saçaklı halı. * Hurma yaprağından yapılan ve eni bir zira' miktarı olan hasır

TANGİM : Ottoman Turkish

Avazlandırmak, seslendirmek

TANGİS : Ottoman Turkish

Dirliğini tatsız etmek