Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
TANZİD : Ottoman Turkish

Bir yere toplayıp yığmak. İstif etme

TANZİF : Ottoman Turkish

(Nezafet. den) Temizlenmek. Temizlemek

TANZİF : Ottoman Turkish

temizleme

TANZİFÂT : Ottoman Turkish

Temizlik işleri. Temizlemeler

TANZİFÂT : Ottoman Turkish

temizlemeler

TANZİM : Ottoman Turkish

(Nazım. dan) Sıraya koymak. Sıralamak. Dizmek. * Düzenlemek. Tertiblemek. * Islah etmek. * Manzum veya mensur olarak yazmak

TANZİM : Ottoman Turkish

düzenleme

TANZİMAT-I HAYRİYE : Ottoman Turkish

Osmanlı Devletinde Sultan Abdülmecid zamanında başlayan ve (
1876) tarihleri arasındaki devreye Tanzimat-ı Hayriye denir. Sözde ıslahat için çalışılan devirdir. Bu, Gülhane Hatt-ı Hümayunu namında padişah fermanı ile başlatıldı. Bu devirde her şey yeniden tanzim edilecekti, yeni müesseseler kurulacaktı. Avrupa-vâri terakki esasları her yerde öğretilecek, Osmanlı Devleti ve İslâm Alemi ilerliyecekti. Fakat ıslaha ferdlerden başlayacakken ve İslâmî çareler düşünülecekken, geniş daireden başlandı. Evvelki dairelerdeki iktisadî, içtimaî fikir hastalıklarımıza zâhirde çâre bulmak için doktor gibi içimize giren yabancılar ve ecnebi zihniyetin meyveleri gittikçe bünyemizi daha ziyade felce uğrattılar

TANZİMÂT : Ottoman Turkish

düzenlemeler

TANZİR : Ottoman Turkish

Benzetme. Benzetilme. Nazire yapma. * Bir yazının şekil ve mâna bakımından benzerini yazma

TANZİR : Ottoman Turkish

enzerini yapma

TANZİREN : Ottoman Turkish

Nazire olarak. Benzetme suretiyle

TANÎN : Ottoman Turkish

tınlama, arı vız vızı

TANÎNENDÂZ : Ottoman Turkish

tınlayan

TAR TAR : Ottoman Turkish

Tel tel. İplik iplik

TAR Ü MAR : Ottoman Turkish

f. Dağınık, karmakarışık, perişan

TAR-MAR : Ottoman Turkish

(Bak: Tar ü mar)

TARA : Ottoman Turkish

f. Yıldız

TARAB : Ottoman Turkish

Sevinçlik. Şenlik. Şâdlık

TARAB : Ottoman Turkish

sevinçlilik

TARAB-EFSÂ : Ottoman Turkish

f. Neşe ve ferahlığı artıran

TARAB-ENDUZ : Ottoman Turkish

Ahenk kazanan

TARAB-GÂH : Ottoman Turkish

f. Coşkunluk ve sevinç yeri

TARAB-NÂK : Ottoman Turkish

f. Sevinçli, neşeli, coşkun

TARAF : Ottoman Turkish

Yan, yön. * Yer, memleket, ülke. Kıt'a. * Taraftarlık, sahip çıkmak, korumak. * Aralarında anlaşmazlık bulunan iki kişiden veya iki topluluktan her biri