Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
MERMARE (MERMURE) : Turkish Risale

Yumuşak vücutlu kadın

MERMAZ : Turkish Risale

(C: Merâmız) Harâretinden, üzerindeki yanacak gibi olan kumluk yer

MERMERÎS : Turkish Risale

Zahmet, meşakkat

MERMUK : Turkish Risale

Mahfuz, hıfzolunmuş

MERMUZ : Turkish Risale

(Remz. den) Açıktan belirtilmeyip, işaret ve remz ile anlatılan. İmâ edilmiş olan

MERMUZAT : Turkish Risale

(Mermuz. C.) İşaret ve remz ile anlatılan şeyler

MERMUZE : Turkish Risale

(C.: Mermuzât) İşaretle anlatılmış. Remzolunmuş. Açıktan değil de işaretle anlatılmış şeyler. (Bak: Mermuz)

MERMİ : Turkish Risale

(Remiy. den) Atılmış. * Ateşli silâhlar içine konan kurşun, gülle. Fişek

MERMİYAT : Turkish Risale

(Mermi. C.) Atılmış şeyler. * Ateşli silâhlarda atılan tâneler, mermiler

MERN : Turkish Risale

(C: Emrân) Kürek

MERNEA : Turkish Risale

Ucuzluk

MERNUSA : Turkish Risale

Mübârek

MERR : Turkish Risale

Geçmek. Mürur etmek. * İp. * Bel dedikleri âlet. * Demir külünk

MERRAT : Turkish Risale

Kerrât. Kerreler. Birçok def'alar

MERRE : Turkish Risale

Bir hareketin bir defa olduğunu bildiren fiil. Def'a. Kerre

MERRE-İ VÂHİDE : Turkish Risale

Bir defa. Bir kere

MERRETEN BA'DE UHRÂ : Turkish Risale

Diğerinden sonra, tekrar

MERS : Turkish Risale

Ekmeği suyla ıslatmak

MERSA : Turkish Risale

(C: Merâsi) Liman. Gemilerin demir atıp barındığı yer

MERSA-YI KOSTANTİNİYYE : Turkish Risale

İstanbul limanı

MERSAD : Turkish Risale

Rasad yeri. Gözetleme yeri. (Bak: Mirsâd)

MERSED : Turkish Risale

Arslan, esed

MERSEN : Turkish Risale

Burun

MERSUD : Turkish Risale

Birbiri üstüne yığılmış kumaş

MERSUM : Turkish Risale

(Resm. den) Yazılmış, çizilmiş. Alâmetli, işaretli. * An'ane, gelenek, örf ü âdât. * Adı ve bahsi geçmiş. Bahsedilmiş