Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
MERİ' : Turkish Risale

(C: Emrâ-Emru) Otu çok olan yer. * Ucuzluk olan yer

MERİC : Turkish Risale

Çalkantılı, dalgalı

MERİDYEN : Turkish Risale

(Bak: Hatt-ı nısf-un nehar)

MERİH : Turkish Risale

Koz: Güneş etrafında seyreden seyyarelerden dünyadan sonra güneşe en yakın olanı. (Aslı: Merrih veya Mirrih okunur.) * Mars

MERİK : Turkish Risale

Usfur otu

MERİN : Turkish Risale

Hal, durum. * Ahlâk

MERİR : Turkish Risale

(C: Merâyir) Uzun ve sağlam ip

MERİRA (MARURE) : Turkish Risale

Buğday arasında olan acı bir tohum

MERİRE : Turkish Risale

Azimet. (Ruhsat'ın zıddıdır)

MERİŞ : Turkish Risale

Üzerinde kuş tüyü olan nesne

MERŞ (MARŞ) : Turkish Risale

(C.: Müruş) Tırnak ucuyla deriyi yırtmak. * Yağmur suyunun durmayıp üzerinden çabuk geçtiği yer. * İncitici söz

MERŞA' : Turkish Risale

Her hayvanın yavuzu ve yırtıcısı. * Otu çok olan yer

MERŞE : Turkish Risale

Yuvarlak cisim

MERŞED : Turkish Risale

Hakiki maksada ulaştıran doğru yol

MERŞUŞ : Turkish Risale

Saçılmış, dağılmış

MES'A : Turkish Risale

(C. Mesâi) "Sa'y: Çalışma" manasına mimli masdar

MES'AD : Turkish Risale

Merdiven. İp merdiven

MES'ADET : Turkish Risale

Bahtiyarlık. Saadete sebeb olacak haslet. İyilik

MES'AL : Turkish Risale

Boğazda öksürecek yer

MES'ELE : Turkish Risale

Düşünülecek iş ve husus. Halledilmesi lâzım iş. Ehemmiyetli iş. * Savaş, muharebe, ceng, harp

MES'ELE-İ HİLÂFİYE : Turkish Risale

Hakkında ihtilaf bulunan mes'ele. (Bak: Hilâf)

MES'UD : Turkish Risale

Saadetli, iman ehli olan, bahtiyar. Mutlu

MES'UDANE : Turkish Risale

f. İman ehline, bahtiyar olana yakışır halde. Saadetlice. Cenab-ı Hakk'ın emrine, rızasına uygun şekilde. Sevinçli ve ferahlıkla

MES'UDİYET : Turkish Risale

Mes'udluk, kutluluk, bahtiyarlık

MES'UL : Turkish Risale

Yaptığı iş ve hareketlerden hesap vermeğe mecbur olan. Mes'uliyetli. Bir işin idâresi kendisine âit olan. * Ceza verilmiş olan