Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
MESNEVİYYAT : Turkish Risale

(Mesnevî. C.) Mesnevi tarzında yazılmış olan eserler

MESNUN : Turkish Risale

Sünnet olan. Sünnet olmuş olan. * Âdet edilen şey. * Bilenmiş bıçak. * Üzerinden ömürler geçmiş olan. * Şekillendirilmiş. * Kalıba dökülmüş. * Kokusu değişmiş

MESRA : Turkish Risale

Gece vakti yola çıkma

MESRA(T) : Turkish Risale

Çok olmak. Çok olacak yer

MESRAH : Turkish Risale

(C.: Mesârih) Çayırlık, otlak, mer'a

MESRAT : Turkish Risale

Adet çokluğu

MESREBE : Turkish Risale

(C.: Mesârib) Deve ve koyun sürülerinin çayırlık, mer'a, otlakları. * Vücudda karından göğüse kadar olan kıllı yer

MESRECE : Turkish Risale

Gece kandili konulan şişe

MESRUBE : Turkish Risale

Uzun saç. * Saç kesecek âlet

MESRUD : Turkish Risale

(Serd. den) Söylenmiş, bilidirilmiş, mezkur. Serdolunmuş

MESRUDAT : Turkish Risale

(Mesrud. C.) Söylenenler. Bildirilmiş olan şeyler

MESRUDE : Turkish Risale

Ulaştırmak. * Zırh halkalarının birbirine girmesi

MESRUE : Turkish Risale

Çekirgenin yumurtasını döktüğü yer

MESRUK : Turkish Risale

Çalınmış, sirkat edilmiş olan

MESRUR : Turkish Risale

Sevinçli. Sürurlu. Meserretli. Merâmına ermiş

MESRURİYET : Turkish Risale

Sevinçlik. Sürur içinde oluş. Dileğine ermiş olanın hâli

MESS : Turkish Risale

Yapışmak, değmek, dokunmak. * Meydana gelmek

MESS-İ HÂCET : Turkish Risale

Lüzum görülme, iktiza etme, gerekme

MESSAH : Turkish Risale

Ölçü âletleriyle arazi ölçen. Mühendis. * (Mesh. den) Uğuşturan, mesheden. Masaj yapan. Dellâk

MEST : Turkish Risale

Ayakkabı. * Sarhoş. Aklı başında olmayan. Kendinden geçercesine haz duymak mânasında "mest olmak" şeklinde kullanılır

MEST-İ ELEST : Turkish Risale

Elest meclisinde hitab-ı İlahî ile mest olan

MEST-İ HARAB : Turkish Risale

Çok sarhoş olmuş kimse

MEST-İ MÜDAM : Turkish Risale

Her zaman, devamlı sarhoş

MEST-İ SERŞAR : Turkish Risale

Haddinden fazla sarhoş, çok sarhoş

MEST-İ TEMAŞA : Turkish Risale

Seyretme sarhoşu. Bakıp seyretmekten sarhoş gibi olan