Turkish Risale
MURABAA : Turkish Risale
Yazlığa çıkmak üzere mukavele yapma
MURABAHA : Turkish Risale
Bir malı kâr ile satmak. * Bir miktar ilâve ederek ödünç para alıp vermek. * Fâiz ile para alıp vermek
MURABATA : Turkish Risale
Düşmanla karşılaşılacak yerlerde gözetip sebatla nöbet beklemek. * Mülâzemet etmek. * Bağlamak
MURABBA : Turkish Risale
Terbiye görmüş. * Kaynatıp kıvama geldikten sonra dondurulmuş. * Meyve suyu tatlısı. Reçel. Ezme
MURABBA' : Turkish Risale
Dört köşeli şekil. * Dörde çıkarılmış. Dörtlü. Dört şeyden olmuş. * Geo: Kare
MURABBA-İ TÂMM : Turkish Risale
Geo: Tam kare
MURABBANİŞİN : Turkish Risale
f. Bağdaş kurup oturan
MURABBAYAT : Turkish Risale
(Murabbâ. C.) Kaynatılıp kıvamına getirildikten sonra dondurulmuş meyve suyu tatlıları
MURABIT : Turkish Risale
Kalbini Allah'a bağlayan. * Düşmanla karşılaşılacak yerlerde gözetip nöbet bekleyen
MURABITÎN : Turkish Risale
(Murâbıt. C.) Kalblerini Allah'a bağlayanlar. * Şeyhler, dervişler
MURAD : Turkish Risale
İstenerek, ümid ederek beklenen. Arzu edilen şey. * Gâye. Maksad. Emel
MURAD-I HAK : Turkish Risale
Allah'ın isteği ve muradı
MURAFAA : Turkish Risale
Karşılıklı hak iddia ederek konuşmak. * Bir dâvâ için birisini hâkim huzuruna celb ettirmek. Yüzleşerek muhakeme olunmak
MURAFAKAT : Turkish Risale
Beraberlik, arkadaşlık
MURAFIK : Turkish Risale
Refakat eden, beraber bulunan, yoldaş, arkadaş
MURAFİ' : Turkish Risale
(Ref'. den) Murâfaa eden
MURAGABET : Turkish Risale
Arzu etme, dileme
MURAGIB : Turkish Risale
Rağbet eden
MURAHHAM : Turkish Risale
Kısaltma. * Son harfleri veya heceleri düşürülmüş
MURAHHAS : Turkish Risale
Devlet veya herhangi bir teşekkül nâmına, salâhiyyetli olarak bir yere bir vazife ile gönderilen kimse. * Terhis edilen. İzin verilen. Tâlimat verilen kimse
MURAHHASA : Turkish Risale
Ermeni piskoposu
MURAHHASİYET : Turkish Risale
Murahhaslık, delegelik
MURAHHİL : Turkish Risale
(Rıhlet. den) Bir yerden diğer bir yere göçüren. Terhil eden
MURAKABE : Turkish Risale
Kontrol etmek. İnceleyip vaziyeti anlamak. Teftiş etmek. * Kendini kontrol etmek. İç âlemine bakmak. Gözetmek. * Hıfz etmek. * Beklemek. İntizar. * Dalarak kendinden geçmek. * Tas: Kendisini tamamen nâfile ibâdet ve itaate vermek için mâbede kapanmak
MURAKASA : Turkish Risale
(Raks. dan) Raksetme, dans
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani