Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
MÜCADELE : Turkish Risale

(Cedel. den) İki kişinin bir şey üzerine çekişmesi. Uğraşma. Savaşma

MÜCADELE-İ MİLLİYE : Turkish Risale

Milli mücadele. * Kurtuluş Savaşı. İstiklal Harbi. (
1922)

MÜCADİL : Turkish Risale

Mücadele eden, cidalleşen

MÜCADİLE SURESİ : Turkish Risale

Kur'an-ı Kerim'in
Suresi olup Kad-semi' ve Sure-i Zıhâr da denilmiştir

MÜCAHAFE : Turkish Risale

İzdiham etmek, kalabalık yapmak. * Birbirine kılıç ve bıçak çekip vuruşmak

MÜCAHEDAT : Turkish Risale

(Mücahede. c.) Mücahedeler

MÜCAHEDE : Turkish Risale

(C.: Mücahedât) Cihad etme. * Din düşmanına karşı koyma. Çarpışma. * Uğraşma. Çalışma. Gayret gösterme.İslâmiyette mücahedenin ehemmiyeti hakkında Deylemî'den (R.A.) mervi Hadis-i Şerif meâli: "Allah bir kulu sevdiği vakitte onu Zât-ı Uluhiyetine hizmet etmek için seçer. Onu kadınla ve evlâd ile meşgul ettirmez." Bu, bâhusus hicretin 200 senesinden sonra içindir. Çünki bir de "200 senesinden sonra en hayırlınız zevce ve veledi olmamakla yükü hafif olanınızdır" Hadis-i Şerifi vardır. Bu Hadis-i Şerif ile "izdivaç ediniz, çoğalınız. Ben kıyamette sizin kesretinizle iftihar edeceğim" Hadis-i Şerifi arasında tenakuz yoktur. Şöyle ki: Nikâhlanmayı emreden Hadis-i Şerif, şartları hâiz olanlara, nikâhtan dolayı mücahedeyi terketmeyenleredir.Yukarıdaki Hadis-i Şerifler ise, şartları hâiz olmayan ve dini uğrunda mücahedeyi, evlenmekten dolayı terk edenleredir." (Levami-ül Ukul Şerhi, C: 1, sh: 173) (Bak: Cihad)

MÜCAHERE : Turkish Risale

(Mücaheret) Açığa vurma, belli etme, meydana çıkarma

MÜCAHERETEN : Turkish Risale

Ortaya koyarak, meydana çıkararak

MÜCAHİD : Turkish Risale

Cihad eden. Çalışan. Din için çalışan. Düşmanlara karşı koyan. Çarpışan. * Fık: Allah (C.C.) yolunda gönüllü olarak cihada iştirak etmek istediği halde nefakadan, silâh ve saireden mahrum olan gazi demektir. Âyet meâli: "Bizim uğrumuzda mücahede edenlere mutlaka yollarımızı gösteririz ve hiç şüphe yok ki, Allah muhsinlerle
Allah'ı görür gibi ibadet eden mücahidlerle- beraberdir. (Sure
29, âyet
69)

MÜCAHİDANE : Turkish Risale

f. Mücahid bir kimseye yakışır suret ve şekilde

MÜCAHİDÎN : Turkish Risale

(Mücahid. C.) Mücahidler. Cihad edenler. Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla çalışan, çarpışanlar

MÜCALEDE : Turkish Risale

Harp âletleriyle vuruşma

MÜCALESE(T) : Turkish Risale

(Cülus. dan) Beraberce ve birlikte oturma

MÜCALİH : Turkish Risale

Kışın da sağılan ve süt veren deve

MÜCALİS : Turkish Risale

(Cülus. dan) Birlikte ve beraberce oturan

MÜCAMEAT : Turkish Risale

Cima etmek

MÜCAMELE(T) : Turkish Risale

Karşılıklı olarak iyi muamelede bulunma. Güzel ve hoş geçinme

MÜCAN : Turkish Risale

(C.: Meccân) Murdar, pis

MÜCANEBET : Turkish Risale

Sakınma. Çekinme. İnsanlardan uzağa bir tarafa çekilme

MÜCANESET : Turkish Risale

(Cins. den) Bir cinsten olma, benzeme, hemcinslik

MÜCANİB : Turkish Risale

Çekinen. Sakınan. Kaçan

MÜCANİS : Turkish Risale

Aynı cinsten olan. Cinsleri beraber olan

MÜCARAHA : Turkish Risale

(Cerh. den) Karşılıklı birbirini yaralama

MÜCARAT : Turkish Risale

Yürümekte yarışma. Yürümekte yarış etme