Turkish Risale
MÜDAKKIK : Turkish Risale
(Bak: Müdekkik)
MÜDALESE : Turkish Risale
Aldatmak, hile etmek, muhâdaa
MÜDAM : Turkish Risale
Devam eden. Sürekli. Dâim ve bâki olan. * Mübtelâ olan.(Her nefeste Allah adın de müdamAllah adı ile olur her iş temamSüleyman Çelebi)
MÜDAM(E) : Turkish Risale
şarap, mey, hamr. (Bak: Medmum)
MÜDAM-KÂRE : Turkish Risale
f. Her zaman yapan, işleyen
MÜDAMELE : Turkish Risale
İdare etme, yüzü gülme
MÜDAMERE : Turkish Risale
Sıkıntı ve mihnet içinde sabahlama
MÜDAMÎ : Turkish Risale
Devamlı olarak şarap içen
MÜDANA(T) : Turkish Risale
Yakınlık
MÜDANÎ : Turkish Risale
f. Yakın. Eş. Benzer
MÜDARA : Turkish Risale
Dost gibi görünme. Yüze gülme. * Başkalarının fikirlerine uyarcasına hareket etmek. * Sulh ve salâh üzere bulunmak. (Meşru bir surette ve iyi bir netice için yapılan müdârâ memduhtur. Fena bir netice için ise, kötüdür; İslâmlığa yakışmaz, İslâm onu men'eder.) (Bak: Mümaşat)
MÜDARAT : Turkish Risale
(Dery. den) Dost gibi görünme, yüze gülme
MÜDAREE : Turkish Risale
Def'edişmek.* Muhalefet edişmek, birbirine zıt ve karşı olmak
MÜDARESE : Turkish Risale
(Ders. den) Ders verme
MÜDARRE : Turkish Risale
El değirmeni
MÜDAVAT : Turkish Risale
Deva bulma. Hastaya bakma. İlâç bulma. Tedavi etme
MÜDAVELE : Turkish Risale
Elden ele gezdirme. Alıp verme, devretme. * Fikir verme, konuşma. * Çevirme, döndürme
MÜDAVELE-İ EFKÂR : Turkish Risale
Birbirinin fikirlerinden istifade ile karşılıklı konuşmak ve fikir alış-verişi yapmak.(Müdavele-i efkârdan bârika-i hakikat çıkar. N.Kemal)
MÜDAVEMET : Turkish Risale
Devamlılık. Bir işte devamlı çalışmak. Aralıksız bir işe devam etmek
MÜDAVERE : Turkish Risale
(Devr. den) Döndürme, tedvir etme
MÜDAVÎ : Turkish Risale
Tedavi eden. İyileştirmeğe hizmet eden. İlâç veren
MÜDAVİM : Turkish Risale
Aralıksız devam eden. Devamlı olarak çalışan. * Bir yere devamlı olarak gidip gelen kimse
MÜDAVİMÎN : Turkish Risale
(Müdavim. C.) Müdavimler. Bir yere devamlı olarak gidip gelenler. Bir yere devam edenler. Bir işe aralıksız olarak çalışanlar
MÜDAYENE : Turkish Risale
Borç alıp vermek. Ödünç almak ve vermek
MÜDBİR : Turkish Risale
(Dübur. dan) Tâlihsiz, düşkün
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani