Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
MÜLCEM : Turkish Risale

Gemli. Yularlı

MÜLCÎ : Turkish Risale

Zorla ve cebren yaptıran. Zorlayan

MÜLEBBED : Turkish Risale

Keçeden kaftan giymiş kişi

MÜLEBBES : Turkish Risale

(Lebs. den) İltibaslı, karışık. * Giyilmiş

MÜLEFFAK(A) : Turkish Risale

(Telfik. den) Düzme, uydurma, yalandan, sahte. * Yaldızlama

MÜLEKKIN : Turkish Risale

Telkin eden. Bilgi vermeğe çalışan

MÜLEMLE (MÜLMÜLE) : Turkish Risale

Bâzısı bâzısına yapışıp toplanmış şeyler. * Sağlam ve sert yuvarlak taş

MÜLEMMA' : Turkish Risale

(Lem'. den) Parlak. Revnekdar. * Bulaşmış, sıvanmış. * Karışık dilde söylenmiş manzume. * Renk renk olan

MÜLEMMA'-KÂR : Turkish Risale

f. Riyakâr, mürâi

MÜLEMMAAT : Turkish Risale

(Mülemma'. C.) Bir kısmı Türkçe, bir kısmı Farsça veya Arapça söylenmiş olan manzumeler

MÜLES : Turkish Risale

Düz cilâlı nesne

MÜLESLİS : Turkish Risale

Mütereddit, tereddütlü, kuruntulu kimse

MÜLESSEN : Turkish Risale

Dil gibi uzun ve yumuşak olan ayak veya ayakkabı

MÜLEVVEN : Turkish Risale

Renk renk olan. Boyalı, renkli. Çeşit çeşit boyalı

MÜLEVVES : Turkish Risale

Kirli. Pis. Bulaşık. Bulaştırılmış. * Alıkoyulup sonraya bırakılmış veya durdurulmuş olan. * Tazelenmek için suda ıslatılmış şey. * Karışık, intizamsız

MÜLEVVİN : Turkish Risale

(Levn. den) Boyanan. * Renk veren. Telvin eden

MÜLEYYEN : Turkish Risale

(Linet. den) Yumuşatılmış

MÜLEYYİN : Turkish Risale

Yumuşatan, yumuşaklık veren, yumuşaklık verici

MÜLEZZEZ : Turkish Risale

Bir yere biriktirilip toplanmış, yığılmış ve ulaştırılmış nesne

MÜLFİC : Turkish Risale

İflâs eden

MÜLGA : Turkish Risale

İlga edilmiş. Kaldırılmış. Metruk ve lağvedilmiş şey. Terkedilmiş

MÜLHA : Turkish Risale

(C: Mülâh) Siyah ile karışık olan beyaz. * Lâtif ve güzel olan söz

MÜLHAK : Turkish Risale

İlhak olunmuş. Sonradan katılmış, zam ve ilâve olunmuş, eklenmiş

MÜLHAKAT : Turkish Risale

(Mülhak. C.) Bir merkeze bağlı veya ait olan yerler. * Ekler, ilâveler, katmalar

MÜLHEM : Turkish Risale

Kalbe doğmuş. Allahın, ilham ile kalbe bildirdiği