Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
MÜKÂRAT : Turkish Risale

Kiraya verme. Kira ile tutma

MÜKÂREHE : Turkish Risale

Tiksinme

MÜKÂREME : Turkish Risale

Cömertlik ve kerem hususunda yarışma

MÜKÂRÎ : Turkish Risale

(Kira. dan) Katırcı. Kira ile hayvan işleten

MÜKÂTEBAT : Turkish Risale

(Mükâtebe. C.) Mektuplaşmalar, mükâtebeler, yazışmalar

MÜKÂTEBE : Turkish Risale

Yazışma. Mektuplaşma. Birbirine yazma. * Fık: Azâd edilmesi, bazı şartlara
mal kazanmak veya bir müddet hizmet etmek gibi neticeye- bağlı olan köle veya câriye ve bu azad hususunda yapılan mukavele

MÜKÂTEME : Turkish Risale

(Ketm. den) Ketmetme, gizleme

MÜKÂTİB : Turkish Risale

Mektup yazan. Mektuplaşan. * Fık: Köle veyâ câriyesinin azâd edilmesini bir kazanca veya bir müddete bağlayan efendi

MÜKÂVAHA : Turkish Risale

Muharebede üstün gelme, galib olma

MÜKÂYEDE : Turkish Risale

(Keyd. den) Hile tertip etme, tuzak yapma

MÜKÂYELE : Turkish Risale

(Mükâyelet) Bir kimsenin davranışına aynıyla karşılık verme. * Ölçülmek

MÜKÂYESE : Turkish Risale

Zariflik ve akıl hususunda çokluk iddiasında bulunma

MÜKÂZEBE : Turkish Risale

(Kizb. den) Karşılıklı olarak yalan söyleme

MÜKÂŞEFE : Turkish Risale

Gizli şeyleri birbirine açıp keşf ve izhar etmek, açığa çıkarmak. Meydana çıkarmak. * Bir hususu keşif yolu ile anlamak, bilmek. * Cenab-ı Hakk'ın zât ve sıfatlarına ve sâir sırlarına vukufiyyet. (Bak: Keşfiyat)

MÜKÂŞEHA : Turkish Risale

Husumet etmek, düşmanlık yapmak

MÜKÂŞİF : Turkish Risale

(Keşf. den) Mükâşefede bulunan

MÜKİBB : Turkish Risale

(Kebb. den) Bir şeyin üzerine çok düşen. Gayretle çalışan. * Çok lüzumlu olan. * Yüzü üstüne sürünen, zelil olan

MÜL : Turkish Risale

f. şarap

MÜL'AKA : Turkish Risale

Bir kaşık dolusu miktar

MÜL'E : Turkish Risale

Zâhidlik, muttakilik, sofilik

MÜLA : Turkish Risale

Çok sihirbaz

MÜLAABE : Turkish Risale

(La'b. dan) Oynayıp eğlenme. Oynaşma

MÜLAANE : Turkish Risale

Lânet edişmek. Erkek ile kadının birbirlerini lânetlemeleri

MÜLABESET : Turkish Risale

(Lebs. den) Karışma. Münâsebet. Ülfet ve ihtilât etmek. Birbirine benzeyen iki şeyin karıştırılarak birbirine benzetilmesi. * Takribi cihet

MÜLABİS : Turkish Risale

(Lebs. den) Münasebet kuran. Yakınlık gösteren. Bir kimse ile aşırı ahbaplık eden. * Karışan