Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
MÜLAEBE : Turkish Risale

(La'b. dan) Oynaşıp eğlenme. Oynaşma

MÜLAENE : Turkish Risale

Birbirine bedduâ etme. Lânetleşme. (Bak: Lian)

MÜLAET : Turkish Risale

(C.: Mulâ) Midedeki rahatsızlıktan dolayı husule gelen zükkâm hastalığı. * Hazret-i Peygamber'in (A.S.M.), Hz. Abbas'ı ve dört erkek evlâd-ı mübarekelerini örttüğü perde. * Büyük ihram

MÜLAGIM : Turkish Risale

Ağzın çevresi, dil erişen yerleri

MÜLAHAFE : Turkish Risale

Mülâzemet, devamlı bir işle meşguliyet. Bir işe bağlılık. * İsrar etmek

MÜLAHAKA : Turkish Risale

Sonradan yetişmek ve tâbi olmak

MÜLAHAKE : Turkish Risale

Bir nesneyi diğerine gereği gibi yetiştirmek

MÜLAHAT : Turkish Risale

Yakınlaşmak. Çekiştirmek. * Çocuğun, sütten kesilme vaktine yakınlaşması. * Niza ve husumet etmek

MÜLAHAZA : Turkish Risale

Mütâlaa. Dikkatle bakmak. İyice düşünüp bir işin hakikatını tetkik etmek. Tefekkür, düşünce

MÜLAHAZAT : Turkish Risale

(Mülahaza. C.) Mülahazalar. Düşünceler. Akıldan geçenler

MÜLAHHAM : Turkish Risale

(Lâhm. dan) Etli, semiz, şişman

MÜLAHHAS : Turkish Risale

Hülâsası, özü çıkarılmış. Telhis edilmiş

MÜLAHHİS : Turkish Risale

Hülâsa eden. Özünü bildiren

MÜLAHIK : Turkish Risale

(Lahk. dan) Yapışık, bitişik

MÜLAHÎ : Turkish Risale

İri taneli beyaz üzüm

MÜLAHİD : Turkish Risale

Hak bir yoldan, hak bir mezhebden sapma

MÜLAKAHA : Turkish Risale

Hâmile olmak

MÜLAKAME : Turkish Risale

Yutmak

MÜLAKANE : Turkish Risale

Telkin etmek

MÜLAKAT : Turkish Risale

Kavuşma. Buluşma. Birleşme. * Resmi görüşme. Yüz yüze olma

MÜLAKKAB : Turkish Risale

Lâkablanmış. Lâkablı. Başka isim verilmiş

MÜLAKÎ : Turkish Risale

Buluşan. Yüz yüze gelen. Görüşen. Kavuşan

MÜLAM : Turkish Risale

İtab. Azarlama. Azar

MÜLAMESE : Turkish Risale

(Lems. den) Birbirine dokunma, değme, el ile tutma, temas etme. * Yapışmak

MÜLAMEZE : Turkish Risale

Ayıplamak