Turkish Risale
KASÎF : Turkish Risale
Kuru ince ağaç. * Gök gürültüsü. * Deniz sesi, dalga sesi
KASÎL : Turkish Risale
Hayvanlara vermek için vaktinden evvel biçilen yeşil ot. * Kesilmiş nesne
KASÎM : Turkish Risale
Güzel kimse. * Taksim eden, bölen
KASÎME : Turkish Risale
(C.: Kasim) Dikenden başka ot bitmeyen kumlu yer
KASÎR : Turkish Risale
(Kasr. dan) Kısa, boynuz, ufak boylu
KASÎR-ÜL AKL : Turkish Risale
Aklı kısa, aklı ermez
KASÎR-ÜL BASAR : Turkish Risale
Dar görüşlü, basireti kısa. * Miyop
KASÎR-ÜL BÂ' : Turkish Risale
Kısa boylu, beceriksiz, zavallı
KASÎR-ÜL HİMME : Turkish Risale
Himmeti az veya kısa olan
KASÎR-ÜL KAME : Turkish Risale
Kısa boylu. Boyu kısa olan
KASİ' : Turkish Risale
Yaramaz huylu, yaşlı ve boyu kısa olan kimse
KASİB : Turkish Risale
(C.: Kasâyib) Kadınların yüzleri üstüne bıraktıkları kıvırcık saç. Kâkül
KASİD : Turkish Risale
(C.: Kasidân) (Kasd. dan) Tasarlıyan, kasdeden. * Haberci, postacı
KASİDE : Turkish Risale
(C.: Kasâid) Onbeş beyitten az olmamak üzere, her beyit kafiyeli olarak, büyük kimseleri veya herhangi bir şeyi medh ü senâ eden, öven manzume şekli. Büyük zatları ve daha çok Cenâb-ı Hakk'ı veya Peygamberi (A.S.M.) medheden manzume
KASİDE-GÛ : Turkish Risale
f. Kaside yazan, kaside söyliyen
KASİDE-PERDAZ : Turkish Risale
f. Kaside yazan, kaside düzenliyen
KASİDE-SERÂ : Turkish Risale
f. Kaside söyliyen, kaside yazan
KASİDE-İ BÜRDE : Turkish Risale
Hazret-i Peygamber (A.S.M.) önünde meşhur Arab Şâiri Ka'b bin Züheyr'in okuduğu kasidenin adı olup, bu kasideyi Peygamber Aleyhissalâtü vesselâm beğenmiş, mükâfat ve iltifat eseri olarak da kendi hırkasını ona giydirdiğinden bu isimle meşhur olmuştur
KASİDE-İ ERCUZE : Turkish Risale
(Ürcuze) Hz. İmam-ı Ali (R.A.) tarafından bahr-ı recez vezni üzere yazılan ve istikbalden haber veren meşhur kasidenin adı.(Mecmuat-ül Ahzab'ın
sahifesinden
sahifesine kadar o Ercuzedir. O Ercuzenin mevzuu ve içindeki maksad-ı aslî; İsmi A'zamı tazammun eden altı ismin ehemmiyetini beyan etmek, hem o münâsebetle istikbaldeki bir kısım umur-u gaybiyeye ve te'sis-i İslâmiyette bir kısım mücâhedâtını işâret etmektir. Evet, Hz. İmâm Üstâdı olan Habibullah'dan (A.S.M.) aldığı dersin bir kısmını işarî bir surette zikrediyor... L.)
KASİRE : Turkish Risale
Evinde hapsedilip dışarı çıkartılmayan kadın
KASİS : Turkish Risale
Fr. Bir yolu, bir tarafından diğer tarafına kadar kesen su arkı
KASİSA : Turkish Risale
(C.: Kasis) Devecilerin, azıklarını ve elbiselerini yüklettikleri deve. * Bir ot
KASİYY : Turkish Risale
Uzak, baid. Irak
KASİYY (KISİYY) : Turkish Risale
Soğuk gece. * Kas adı verilen mahâlde yapılan ibrişimli bir elbise
KAT' : Turkish Risale
Kesme, ayırma. * Geçme. Yol almak. Yüzerek geçmek. * Delil ve bürhan ile ilzam etmek. * Edb: Sözün te'sirini arttırmak ve dinleyenin anlayışına bırakmak için söz bitmeden kesivermek."İmtihan geliyor. Çalışın, yoksa..."Görmüyor gittiği yanlış yolu zannım çoğunuz Size rehberlik eden haydudu artık koğunuz.Bunu benden duyunuz, ben ki, evet Arnavud'um!..Başka bir şey diyemem... İşte perişan yurdum!...Mehmed Akif
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani