Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
KASR-I SALÂT : Turkish Risale

Seferde olan bir kimsenin, dört rekâtlı farz namazları ikişer rekât kılması. Namazı kısaltmak

KASR-I YED : Turkish Risale

El çekmek, ferâgat etme, vazgeçme

KASR-ÜL KELÂM : Turkish Risale

Sözü az etmek. Kısa konuşmak

KASRÎ : Turkish Risale

Zorla, cebren

KASRİYYET : Turkish Risale

Zorlama hâli

KASS : Turkish Risale

Cem'etmek, toplamak, biriktirmek

KASSA : Turkish Risale

Kireç

KASSAB : Turkish Risale

Düdükçü. * Kesici. * Parçalayıcı

KASSABİYYE : Turkish Risale

Hayvan kesme ücreti, kasaplık ücreti

KASSAM : Turkish Risale

Hayrı çok olan kimse. * Yorulmuş, kendini bırakmış, mahzun kişi. * Büyük hurma salkımı. * Büyük et parçası

KASSAR : Turkish Risale

Leke çıkaran. * Çırpıcı, yıkayıcı

KASSÎ : Turkish Risale

Göğüsle alâkalı. Sadrî

KAST : Turkish Risale

f. Noksan, eksik, kusur

KASTA' : Turkish Risale

Ayaklarının siniri büzülüp kurumuş olan deve

KASTAL : Turkish Risale

şeker tozu

KASTALANÎ : Turkish Risale

Ok atmak. * Şafak kızıllığı

KASTAR : Turkish Risale

(C.: Kasâtıra) Hâzık, basiretli, mahâretli kimse. * Paranın sahtesini seçip çıkaran kimse

KASVA : Turkish Risale

Kulağının dörtte biri kesik olan koyun veya deve

KASVERE : Turkish Risale

Yaşça büyük olmak. * şecaatli, kuvvetli. * Aslan. * Bir nebat ismi

KASVET : Turkish Risale

Katılık. * Sıkıntı. İç sıkıntısı. * Kalb katılığı. (Bak: Kasavet)

KASVET-BAHŞ : Turkish Risale

f. Kasvet ve sıkıntı veren

KASVET-EFZA : Turkish Risale

f. Kasvet ve iç sıkıntısı veren

KASVET-ENGİZ : Turkish Risale

f. Kasvet ve iç sıkıntısı veren

KASVET-NÂK : Turkish Risale

f. İç sıkan, sıkıntı veren

KASÎ : Turkish Risale

(Kasiye) Duygusuz. Katı, hissiz, taş gibi katı