Turkish Risale
KEBİR : Turkish Risale
Büyük, âli, yüce
KEBİRE : Turkish Risale
(Müe.) Büyükler. Büyük günahlar. (Bak: Kebair)
KEBİSE : Turkish Risale
Dört senede bir takarrur eden ve bir gün fazlası olan sene. Şubatın 29 gün olduğu sene
KEBİT : Turkish Risale
Deve avazı. Sığır avazı
KEBŞ : Turkish Risale
(C.: Kibâş) Erkek koyun. Koç
KEC : Turkish Risale
f. Eğri, çarpık
KECABE : Turkish Risale
f. Devenin üstüne konan oturulacak bir çeşit tahtırevan
KECAVE : Turkish Risale
f. Deve üstüne konulan bir cins tahtlrevan
KECBAZ : Turkish Risale
f. Oyunda hile yapan
KECBİN : Turkish Risale
f. Şaşı. * Eğri gören. * Yanlış ve ters düşüren
KECFEHM : Turkish Risale
f. Yanlış anlıyan
KECHULK : Turkish Risale
Kötü huylu kimse. Huyu kötü olan kişi
KECKÜLAH : Turkish Risale
f. Eğri külâhlı, külâhı eğri olan. * Mc: Hoppa
KECMİZAC : Turkish Risale
f. Mizaç ve tabiatı hoş olmıyan. Huysuz
KECNAZAR : Turkish Risale
f. Kıskanç, hasetci. * Eğri bakışlı
KECNİGÂH : Turkish Risale
f. Eğri bakışlı. Bakışları eğri olan kimse
KECNİHAD : Turkish Risale
f. Aksi ve ters huylu olan
KECRE'Y : Turkish Risale
f. Reyi, sakat, düşüncesi ters olan
KECREFTAR : Turkish Risale
f. Ters yürüyen. Gidişi eğri.KECREV
f. Eğri giden. * Tuttuğu yol sakat ve yanlış olan
KECTAB' : Turkish Risale
f. Mizacı, tabiatı ters olan kimse, aksi
KECÇEŞM : Turkish Risale
f. Şaşı gözlü. Gözü şaşı olan
KED : Turkish Risale
f. Ev, hâne, mesken
KED-BANU : Turkish Risale
f. Bir daireyi idare eden kâhya kadın
KEDA : Turkish Risale
Mekke-i Mükerreme üstünde, Mekâbir yakınında bir yolun adı
KEDA' : Turkish Risale
Defetmek, kovmak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani