Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
LAHUTÎ : Turkish Risale

Uluhiyet âlemine mensub ve müteallik olan. Sır âlemi. Gaybî âleme ait. Ruhanî âlemle alâkalı

LAHUTİYAN : Turkish Risale

Uluhiyet âlemine girebilen melekler

LAHV : Turkish Risale

Kabuğunu soymak

LAHVA : Turkish Risale

Abes, bâtıl sözleri çok söyleyen, boş konuşan kadın. (Müz: Elhâ)

LAHY : Turkish Risale

Sakalın bittiği yer

LAHZ : Turkish Risale

(Lahzân) Göz ucu ile bakma

LAHZA : Turkish Risale

Göz açıp kapayacak kadar kısa zaman. Bir an. En kısa zaman. Göz ucu ile bir bakış. Zaman

LAHÎ : Turkish Risale

Oyuncu. * Boşuna ve mânasız eğlenen. Oyalayan

LAHÎM : Turkish Risale

Semiz, etli, şişman

LAHÎS : Turkish Risale

Örülmüş. Dizilmiş

LAHÎZ : Turkish Risale

Benzer, misil, nazir

LAHİ : Turkish Risale

(Bak: Lahâ')

LAHİB : Turkish Risale

Açık yol

LAHİF : Turkish Risale

Zulüm görmüş, ıztırab ve sıkıntı çekmiş

LAHİK : Turkish Risale

Yetişen, vâsıl olan, ulaşan. * İlâve olan, eklenen. * Sonradan tâyin edilen, yenisi. (Bak: Lâhık)

LAHİKE : Turkish Risale

(C.: Levâhik) Gr: Ek, ilâve. (Bak: Lâhıka)

LAHİM : Turkish Risale

Et yediren. * Devamlı olarak et yiyen

LAHİME : Turkish Risale

Et yiyen hayvan

LAHİN : Turkish Risale

Telâffuz esnasında hususan Kur'ân okurken yanlışlık yapan

LAHİS : Turkish Risale

Susuzluk veya sıcaktan dolayı dilini çıkararak soluyan köpek

LAHİYANE TA'ZİB : Turkish Risale

f. Oyun olsun diye zahmet vermek. Oynarcasına azab vermek

LAHİZ : Turkish Risale

f. Sel suyu

LAJVERD : Turkish Risale

f. Lâciverd

LAK : Turkish Risale

f. Hakir, zelil, aşağı. * Tahta kadeh

LAK' : Turkish Risale

Atmak