Turkish Risale
LEVG : Turkish Risale
Ağızda bir cismi çiğneyip sonra dışarı tükürmek. * Yalamak
LEVH : Turkish Risale
Görünen ibretli manzara. * Üzerinde yazı veya şekil çizilebilir düzlük. * Seyredilen yerin çizili sureti. * Ayet, hadis veya büyüklerin ders verici sözleri. Yazılı şey. * Şimşek çakmak. * Susamak. * Zâhir olmak. * Çalıp almak
LEVH-İ HÂTIR : Turkish Risale
Hâfıza
LEVH-İ KAZÂ VE KADER : Turkish Risale
Kader ve kazanın levhası, yani: Olmuş ve olacak her bir şeyin ilm-i İlâhîdeki vücudları; yani, ilmen mevcudiyyetleri.(Alem-i gaybdan sayılan geçmiş ve gelecek mevcudatın dahi mânen hayatdar bir vücud-u mânevileri ve ruhlu birer sübut-u ilmîleri vardır ki, levh-i kaza ve kader vasıtası ile o mânevi hayatın eseri, mukadderât nâmı ile görünür, tezahür eder. L.)
LEVH-İ MAHFUZ : Turkish Risale
Her şeyin hayatının ind-i İlâhîde yazılması. İlm-i İlâhînin bir ünvanı
LEVH-İ MAHV : Turkish Risale
Mahvolma levhası, bir şeyin harab oluşu ve yıkılışını gösteren manzara
LEVH-İ MAHV VE İSBAT : Turkish Risale
Bir tabirdir. Levh: Görünen ve ibret verici bir vaziyeti ifade eder. Mahv ise; o vaziyetin birden ortadan kalkması, mahvolmasını ifade eder. Gökyüzü bulutlarla kaplı, şimşek çakar, yağmur yağar bir levha halinde iken birden hava açılır, hiç bir şey yokmuş gibi, eski manzarayı mahvolmuş hâlde görürüz. Bu hale mahv diyoruz. Kudret-i İlâhî ile tekrar aynı eski hale gelmesi, havanın yağmurlu, bulutlu, şimşekli manzarasına dönmesi keyfiyyetine de İsbât diyoruz. Cenâb-ı Hakk'ın tekrar mahlukatı dirilteceğine bir işâret olarak bu vaziyete de İsbat deniyor, Cenab-ı Hak levhayı yazıyor, bozuyor.(...Hem zihayatların yaşamasına en lüzumlu rızkı ve istifadece en kolayı ve nefesleri vermek ve nüfusları rahatlandırmak gibi çok vazifeler ile tavzif edilen rüzgârlar dahi; cevvi, âdetâ bir hikmete binâen "levh-i mahv ve isbat" ve yazar, ifâde eder, sonra bozar tahtası" suretine çevirmekle, Senin faaliyyet-i kudretine işâret ve Senin vücuduna şehadet ettiği gibi, Senin merhametinle bulutlardan sağıp zihayatlara gönderilen rahmet dahi; mevzun, muntazam katreleri, kelimeleriyle, Senin vüs'at-ı rahmetine ve geniş şefkatine şehadet eder!... Ş.)
LEVHA : Turkish Risale
Üzerinde yazı veya resim bulunan, duvara asılacak kâğıt. * Bir sayfanın üzerindeki kalın yazı
LEVK : Turkish Risale
Çiğnemek
LEVKA : Turkish Risale
Ceviz ağacı
LEVLAKE : Turkish Risale
Eğer sen olmasaydın (meâlindedir).( $ beyanında "Bu hitab zâhiren Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm'a müteveccih ise de, zımnen hayata ve zevilhayata râcidir." fıkrası, ta'dile muhtaçtır. Çünkü: Küllî hakikat-ı Muhammediye (A.S.M.) hem hayatın hayatı, hem kâinatın hayatı, hem ism-i âzamın tecelli-i âzamının mazharı ve bütün ziruhların nuru ve kâinatın çekirdek-i aslîsi ve gaye-i hilkati ve meyve-i ekmeli olmasından, o hitab, doğrudan doğruya ona bakar. Sonra hayata ve şuura ve ubudiyete onun hesabına nazar eder. R.N.)
LEVLEB : Turkish Risale
Makara deliğine soktukları ip
LEVM : Turkish Risale
Çekiştirmek. Birisinin yüzüne karşı kötü söz söylemek. Zemmetmek. Paylamak. Başa kakmak
LEVMA : Turkish Risale
(C.: Levâyim) Azarlama
LEVME : Turkish Risale
Kınanmaya ve çekiştirilmeğe sebep olacak şey
LEVN : Turkish Risale
Renk, boya. Sıfat, nev', çeşit, tür. Bir şeyi diğerinden ayıran alâmet
LEVS : Turkish Risale
Kapı aralığından veya örtü ve perde kenarından bir nesneyi görmek
LEVS-ÜL KATL : Turkish Risale
Birisini katletmekle müttehem olan şahısta, katlin nişânesi veyahut maktul ile aralarında zâhir bir düşmanlık bulunması gibi alâmet ve karineler
LEVS-İ FÂNİ : Turkish Risale
Gelip geçici murdarlık, pislik. Dünyanın fâni, faydasız eğlenceleri
LEVSİYYÂT : Turkish Risale
Kirli ve pis şeyler
LEVT : Turkish Risale
Yapışmak. * Varmak, ulaşmak
LEVV (LÜVV) : Turkish Risale
"Mürr" dedikleri acı Yemen zamkı
LEVVAH : Turkish Risale
Yakıcı ve bozucu
LEVVAM : Turkish Risale
(Levvâme) Levm ve itâbedici. Zemmeden, çekiştiren, dedikodu yapan. Serzenişte bulunan. Başa kakan, paylayan
LEVY : Turkish Risale
Bükmek. * Eğmek, meylettirmek. * Karın ağrısı. * Mide fesadı
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani