Turkish Risale
LESAS : Turkish Risale
Hırsızlık yapma. Sirkat
LESASET : Turkish Risale
Hırsızlık
LESB : Turkish Risale
Vurmak. * Yalamak. * Yapışmak. Cem'etmek, toplamak
LESD : Turkish Risale
Yalamak. Emmek
LESEN : Turkish Risale
Fesâhat. Düzgün, güzel ve akıcı konuşma
LESK : Turkish Risale
Yapışmak
LESLESE : Turkish Risale
Men'etmek, engel olmak
LESM : Turkish Risale
Ağzını örtmek. * Öpmek. * Kırmak
LESME : Turkish Risale
Yüzörtüsü, peçe
LESS : Turkish Risale
Yemek. * Yalamak
LEST : Turkish Risale
f. Güzel, hoş, iyi. Kuvvetli, kavi
LESU' : Turkish Risale
(Akrep veya yılan gibi hayvanlar) sokmuş
LESUS : Turkish Risale
(Lesusiyet) Hırsızlık, sirkat. Hırsızlık yapmak
LESİN : Turkish Risale
Ülfet, alışkanlık
LET : Turkish Risale
f. Dayak, kötek. * Dövme, vurma. * şiddetle çarpma
LET' : Turkish Risale
Atmak. * Doğurmak. * Cima etmek
LETAC : Turkish Risale
Vahşi sığır, yabani sığır
LETAFET : Turkish Risale
Hoşluk, lâtiflik. * Cisimden alâkayı kesip bir nevi nurâniyet kesbetmek. * Güzellik, nezaket, yumuşaklık, hafiflik
LETAİF : Turkish Risale
Lâtif duygular. (İman yalnız ilim ile değil, imanda çok letaifin hisseleri var. Nasıl ki; bir yemek muhtelif âsâba, muhtelif bir surette inkisam edip tevzi olunuyor. İlim ile gelen mesâil-i imâniye dahi akıl midesine girdikten sonra, derecâta göre ruh, kalb, sır, nefis ve hakeza.. letaif kendine göre birer hisse alır, masseder. Eğer onların hissesi olmazsa, noksandır. M.)
LETAİF-İ AŞERE : Turkish Risale
On lâtif duygu. On adet lâtifeler.(Letaif-i aşere; İmam-ı Rabbani, kalb, ruh, sır, hafi, ahfa, insanda anasır-ı erbaanın herbir unsurdan o unsura münasib bir lâtife-i insaniye tabir ederek, seyr ü sülukta her mertebede bir lâtifenin terakkiyatı ve ahvalinden icmalen bahsetmiş. Ben kendimce görüyorum ki, insanın mahiyet-i camlasında ve istidad-ı hayatiyesinde çok letaif var. Onlardan on tanesi iştihar etmiş. Hatta hükema ve ulema-i zahiri dahi o letaif-i aşerenin pencereleri veyahut nümuneleri olan havass-ı hamse-i zahire, havass-ı hamse-i batına diye o letaif-i aşereyi başka bir surette hikmetlerine esas tutmuşlar. Hatta avam ve havas beyninde taarüf etmiş olan insanın letâif-i aşeresi, ehl-i tarikin letaif-i aşeresi ile münasebettardır. Meselâ vicdan, a'sab, his, akıl, heva, kuvve-i şeheviye, kuvve-i gadabiye gibi letaifi kalb, ruh ve sırra ilâve edilse letaif-i aşereyi başka bir surette gösterir. Daha bu letaifden başka saika, şaika ve hiss-i kabl-el vuku gibi çok letaif var. R.N.)
LETB : Turkish Risale
Gitmek. * Devretmek. * Bir şeyden ayrılmayıp, ona bağlanmak
LETEYYA : Turkish Risale
Büyük emir
LETF : Turkish Risale
Sık olmak. * Bahçede ağaçların sık bitmesi. * Yaraşıklı olmak
LETHAN : Turkish Risale
Karnı aç olan kişi
LETHURDE : Turkish Risale
f. Dayak yemiş, dövülmüş, kötek yemiş
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani