Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
MANENDE : Turkish Risale

Benzeyen, mümâsil

MANEVRA : Turkish Risale

Fr. Bir makinenin, bir cihazın işleyişini düzenleme veya idare etme işi ve şekli. * Ask: Muharebede düşmanın savaş gücünü yok etmek maksadıyla eldeki askerî kuvvetlerin en te'sirli bir biçimde düzenlenmesini te'min eden bütün hareketler. * Barış zamanında kıt'alara ve kurmay hey'etlerine harptekilere benzer şartlar içinde eğitim sağlamak için yaptırılan hareket

MANEVÎ : Turkish Risale

(Ma'nevi) Mânaya âit. Maddî olmayan. Mücerred. Ruhani

MANEVİYYAT : Turkish Risale

Maddi olmayan kuvvet. Mânâ âlemine âit olanlar. Dinden, imândan, mukaddesât ve imândan gelen kuvvet (Her şeyi maddede arayanların akılları gözlerindedir. Göz ise, mâneviyatta kördür. H.)

MANEVİYYUN : Turkish Risale

Allah'a, dine, mukaddesata inanmış olanlar

MANGA : Turkish Risale

Ask. Tek bir kumandanın kolaylıkla sevk ve idare edebileceği kadar erden kurulu küçük askerî birlik. (Yaklaşık olarak on erden kurulabilecek olan mangada birkaç makinalı tüfek veya tabanca ile avcı erleri bulunur.) * Savaş gemilerinde erlerin yattığı koğuş

MANKEN : Turkish Risale

Fr. Elbiseleri prova veya teşhir etmek için terzilerin ve hazır elbise satıcılarının kullandığı tahtadan, kartondan, madenden vb. insan şekli

MANSAB : Turkish Risale

(Mınsab) Rütbe. (Bak: Mansıb)

MANSIB : Turkish Risale

(Nasb. dan) Devlet hizmeti. * Memuriyet. * Bünyad. Merci'

MANSIBDÂR : Turkish Risale

f. Mansıbda bulunan

MANSUB : Turkish Risale

Nasbolunmuş, me'muriyete konulmuş. * Konulmuş, dikilmiş. * Gr: Sonu fetha (üstün) kılınmış kelime. Meftuh olan

MANSUBÎN : Turkish Risale

(Mansub. C.) Memuriyette bulunanlar. Hizmette olanlar

MANSUR : Turkish Risale

Yardım edilen, yardım görmüş. * Gâlib, muzaffer. (Bak: Mensur)

MANSURİYYET : Turkish Risale

Allah'ın (C.C.) yardımıyla muvaffak ve muzaffer olma, başarma

MANSUS : Turkish Risale

Nass ile sâbit kılınmış. Âyetle tesbit edilmiş. İzhar ve beyan edilmiş. * Kur'anda açıkça anlatılmış

MANTIK : Turkish Risale

(İntak. dan) Konuşturan, söyleten. * Doğru muhakeme ve doğru düşünceyi öğreten ilim. Akıl kaidesi. * Akıl, nutuk, söz

MANTIKAN : Turkish Risale

Mantığa göre. Mantıkça

MANTIKÎ : Turkish Risale

Mantıka dâir. Aklî ve müsbet olan düşünce, fikir. Mantık kaidelerine uygun

MANTIKÎ KIRÂET : Turkish Risale

Acele etmeyerek fakat imlâ kaidelerine dikkat ederek, yâni virgüllerde biraz, noktalı virgüllerde biraz daha durmak, teâcüb ve istifhamları anlatmak, muhaverelerde konuşanların sözlerini ayırmak suretiyle okumaktır

MANTIKİYYUN : Turkish Risale

Mantıkla uğraşanlar. Mantık âlimleri

MANTIKİYYÂT : Turkish Risale

Mantıkla alâkalı mes'eleler

MANTUH : Turkish Risale

Boynuzlu hayvan tarafından yaralanan veya öldürülen

MANTUK : Turkish Risale

Bir lâfzın nutuk hâlinde, söz sahasında üzerine delâlet ettiği şey. " Şu kitabı satın aldım", sözünde bu lâfzın mantuku, o kitabın satın alınmış olmasıdır. * Söz, nukut, mânâ, mefhum

MANYATİZMA : Turkish Risale

Birisinin bâzı hareketleri ile başkası üzerinde uyuşukluk verici te'sir. (Bak: İpnotizma)

MANYETİK : Turkish Risale

(Bak: Magnetik)