Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
FİZİK TEDAVİ : Turkish Turkish

özellikle romatizma gibi sayrılıkları ısı, ışık vb. yollarla sağaltma, °fizyoterapi

FİZİK YAPISI : Turkish Turkish

ir insanın vücut görünüşü

FİZİKÇİ : Turkish Turkish

fizik bilgini ya da fizikle uğraşan kimse

FİZİKÇİ : Turkish Turkish

fizik öğretmeni

FİZİKÇİ : Turkish Turkish

fizik tedavisiyle uğraşan uzman doktor

FİZİKİ : Turkish Turkish

fiziksel

FİZİKOKİMYA : Turkish Turkish

kimyasal olayları fiziksel yöntemlerle çözümleyen, fizik ve kimya konularını kapsayan bilim

FİZİKÖTESİ, -Nİ : Turkish Turkish

doğaötesi, °metafizik

FİZİKSEL : Turkish Turkish

fizikle ilgili olan

FİZİKSEL : Turkish Turkish

genel olarak doğaya, özdeğe, nesnelere ilişkin olan

FİZİKSEL : Turkish Turkish

edeniyle ilgili

FİZYOKRAT : Turkish Turkish

fizyokratlık yanlısı

FİZYOKRATLIK : Turkish Turkish

tarım emeğinin üretici emek olduğunu ve yalnızca bu emeğin, değeri yarattığını ileri süren xviii. yüzyıl ekonomi görüşü

FİZYOLOG : Turkish Turkish

fizyolojist

FİZYOLOJİ : Turkish Turkish

canlıların göze, doku ve organlarının görevlerini ve bu görevlerin nasıl yerine geldiğini inceleyen bilim dalı

FİZYOLOJİK : Turkish Turkish

fizyolojiyie ilgili, vücutla ilgili

FİZYOLOJİK : Turkish Turkish

normal, doğal olarak işleyen

FİZYOLOJİST : Turkish Turkish

fizyoloji bilgini, °fizyolog

FİZYOLOJİZM : Turkish Turkish

hastalıkların kötü yaşam koşullarından ileri geldiğini savunan bilim dalı

FİZYON : Turkish Turkish

ölünme, parçalanma

FİZYONOMİ : Turkish Turkish

yüz çizgilerinin genel durumundan çıkan anlam

FİZYONOMİ : Turkish Turkish

ir durumun genel görünümü

FİZYOPATOLOJİ : Turkish Turkish

fizyoloji yöntemleri kullanılarak hastalıkların fizyolojik, fiziksel, kimyasal koşullarının incelenmesi

FİZYOTERAPİ : Turkish Turkish

sayrılıkları su, ışık, ısı gibi fiziksel ve mekanik yöntemlerle sağaltma, fizik tedavi

FLAMA : Turkish Turkish

ışaret olarak ya da çeşitli amaçlarla kullanılan küçük bayrak