Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
FİTİLLENMEK : Turkish Turkish

fitil takılmak

FİTİLLENMEK : Turkish Turkish

kızdırılmak, kışkırtılmak

FİTİLLİ : Turkish Turkish

fitili olan ya da fitille ateşlenen

FİTİLLİ : Turkish Turkish

üzerinde dokuma doğrultusunda fitiller olan kumaş

FİTİLSİZ : Turkish Turkish

fitili olmayan: fitilsiz çakmak

FİTLEME : Turkish Turkish

fitlemek eylemi

FİTLEMEK : Turkish Turkish

irini, başkasına karşı kışkırtmak, fitnelemek

FİTLENME : Turkish Turkish

fitlenmek eylemi

FİTLENMEK : Turkish Turkish

iri başkasına karşı kışkırtılmak

FİTNE : Turkish Turkish

geçimsizlik, karışıklık, kargaşa

FİTNE : Turkish Turkish

fitneci, arabozucu

FİTNE FÜCUR : Turkish Turkish

çok fitneci, karıştırıcı, arabozucu

FİTNE KUMKUMASI : Turkish Turkish

arabozucu kimse

FİTNE SOKMAK : Turkish Turkish

ara bozmak, (insanları) birbirine katmak

FİTNECİ : Turkish Turkish

fitne çıkaran, karıştırıcı, arabozucu

FİTNECİLİK : Turkish Turkish

fitneci olma durumu, arabozuculuk

FİTNELEME : Turkish Turkish

fitnelemek eylemi

FİTNELEMEK : Turkish Turkish

çekiştirmek, yermek, gammazlamak, kovlamak

FİTNELİK : Turkish Turkish

karıştırma, çekiştirme, ara bozma

FITRAT, -TI : Turkish Turkish

yaradılış, °hilkat

FİTRE : Turkish Turkish

amazan ayı içinde verilmesi dince buyrulan, miktarı belirli sadaka

FİTRET, -Tİ : Turkish Turkish

- fetret

FITRİ : Turkish Turkish

yaradılışla ilgili, yaradılıştan, doğuştan (olan)

FITRİYE : Turkish Turkish

doğuştancılık

FITTIRMAK : Turkish Turkish

- fırttırmak