Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
GENÇ : Turkish Turkish

gençlikteki özelliklerini koruyan, dinç

GENÇ : Turkish Turkish

yaşı, aynı meslek ya da durumdaki kişilerin yaş ortalamasının altında olan

GENÇ : Turkish Turkish

yeni gelişmekte olan, kısa bir geçmişi olan

GENÇ İRİSİ : Turkish Turkish

yaşına göre çok serpilip büyümüt

GENCECİK : Turkish Turkish

çok genç

GENCELMEK : Turkish Turkish

gençleşmek

GENÇLEŞME : Turkish Turkish

gençleşmek eylemi, yenilenme

GENÇLEŞMEK : Turkish Turkish

yeniden gençlik ve canlılık kazanmak

GENÇLEŞMEK : Turkish Turkish

(bir kuruluş) genç üyelerle yenileşmek

GENÇLEŞMEK : Turkish Turkish

genç görünmek

GENÇLEŞTİRİLMEK : Turkish Turkish

gençleştirmek eylemi yapılmak

GENÇLEŞTİRMEK : Turkish Turkish

yeniden gençliğine ve dinçliğine kavuşturmak

GENÇLEŞTİRMEK : Turkish Turkish

(bir kuruluşu) genç üyelerle canlandırmak

GENÇLEŞTİRMEK : Turkish Turkish

genç göstermek

GENÇLİK : Turkish Turkish

genç olma durumu, "ihtiyarlık" karşıtı

GENÇLİK : Turkish Turkish

ınsan yaşamının ergenlikle orta yaş arasındaki dönemi

GENÇLİK : Turkish Turkish

genç insanların tümü

GENÇLİK : Turkish Turkish

genç bir kimsenin tutumu, toyluk, deneyimsizlik

GENÇTEN : Turkish Turkish

genç (kimse)

GENE : Turkish Turkish

yeniden, bir daha, yine, °tekrar

GENE : Turkish Turkish

öyle de olsa; öyle olmasına karşın

GENE : Turkish Turkish

öylesi de

GENE DE : Turkish Turkish

öyle olduğu halde, rağmen

GENEL : Turkish Turkish

ir şeye ya da bir kimseye özgü olmayıp onun bütün benzerlerini içine alan,°umumi

GENEL : Turkish Turkish

ayrıntıları göz önüne alınmayarak bütünü bakımından ele alınan