Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
GERİ : Turkish Turkish

undan başkası

GERİ : Turkish Turkish

son, sonuç

GERİ : Turkish Turkish

ir şeyin gizlenen, görünmeyen yanı, yönü

GERİ : Turkish Turkish

ir şeyin sona kalan bölümü

GERİ : Turkish Turkish

geçmiş, °mazi

GERİ : Turkish Turkish

(hayvan için) boşaltım organının dışı

GERİ : Turkish Turkish

enzerlerine ayak uydurup ilerleyememi?, geli?ememi?

GERİ : Turkish Turkish

(saat için) eksik gösteren

GERİ : Turkish Turkish

aptal, anlayışsız, kafasız

GERİ : Turkish Turkish

geriye doğru

GERİ : Turkish Turkish

geri dön, geri git!

GERİ : Turkish Turkish

araba üzerine gerilerek kenarları arabanın korkuluğuna tutturulan ve içine saman ya da tahıl doldurulan büyük kıl çuval

GERİ ALMAK : Turkish Turkish

verdiğini geri istemek

GERİ ALMAK : Turkish Turkish

geriye doğru götürmek

GERİ ALMAK : Turkish Turkish

düşmandan kurtarmak

GERİ BASMAK : Turkish Turkish

geri geri gitmek

GERİ ÇEKİLME : Turkish Turkish

savaşı daha elverişli koşullarda sürdürmek amacıyla bir askeri birliğin düşmandan çözülerek başka bir mevzi ya da bölgeye hareket etmesi, °ricat

GERİ ÇEKİLMEK : Turkish Turkish

ulunduğu yerden arkaya, geriye doğru gitmek; kaçmak

GERİ ÇEKİLMEK : Turkish Turkish

karıştığı bir işi sürdürmekten ya da sürdürenler arasında bulunmaktan vazgeçmek

GERİ ÇEVİRMEK : Turkish Turkish

geri vermek, geldiği yere göndermek, °iade etmek

GERİ ÇEVİRMEK : Turkish Turkish

kabul etmemek, °reddetmek

GERİ DÖNMEK : Turkish Turkish

geldiği yere gitmek

GERİ DURMAK : Turkish Turkish

(bir şeyi yapmaktan) kaçınmak

GERİ GERİ (ÇEKİLMEK) : Turkish Turkish

arka arka (gitmek)

GERİ GİTMEK : Turkish Turkish

kötüleşmek