Turkish Turkish
Turkish Turkish
GICIR : Turkish Turkish
sakıza kıvamını artırmak için katılan, kauçuk cinsinden bir madde
GICIR : Turkish Turkish
yeni
GICIR : Turkish Turkish
sert şeylerin birbirine sürtünmesinden çıkan sesi anlatır
GICIR : Turkish Turkish
tertemiz, yepyeni, pırıl pırıl (olarak)
GICIR GICIR ETMEK : Turkish Turkish
gıcırtı sesi çıkarmak
GICIRDAMAK : Turkish Turkish
gıcırtı çıkarmak
GICIRDATMAK : Turkish Turkish
gıcırtı çıkarmasına yol açmak
GICIRDAYIŞ : Turkish Turkish
gıcırdamak eylemi ya da biçimi
GICIRI BÜKME : Turkish Turkish
hemen yetiştirilen
GICIRI BÜKME : Turkish Turkish
zoraki
GICIRI BÜKME : Turkish Turkish
zorla ve çabucak
GICIRTI : Turkish Turkish
sert nesnelerin sürtünmesi sonucu gıcırdama sesi, çıkan ses, gıcırdama sesi
GICIRTILI : Turkish Turkish
gıcırtısı olan
GİCİŞMEK : Turkish Turkish
kaşınmak, kaşıntı duymak, gidişmek
GIDA : Turkish Turkish
esin
GIDA : Turkish Turkish
uhu, zihni, bedeni geliştiren, sağaltıcı etkisi olan şey
GIDA PAZARI : Turkish Turkish
esin maddeleri satılan dükkân
GIDAK : Turkish Turkish
tavuğun çıkardığı ses
GIDAK GIDAK GIDAKLAYARAK : Turkish Turkish
tavuk gıdak gıdak bağırıyordu
GIDAKLAMAK : Turkish Turkish
kesik kesik bağırmak
GIDAKLAYIŞ : Turkish Turkish
gıdaklamak eylemi ya da biçimi
GIDALI : Turkish Turkish
esinli
GIDASIZ : Turkish Turkish
esinsiz
GIDASIZLIK : Turkish Turkish
gıdasız kalma ya da iyi gıda alamama
GİDEĞEN : Turkish Turkish
gölayağı
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani