Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
GÖRÜŞ : Turkish Turkish

gözle bir şeyi algılama yetisi

GÖRÜŞ : Turkish Turkish

ir konu üzerinde varılan yargı, °fikir

GÖRÜŞ : Turkish Turkish

(cezaevi, hastane için) görüşme, ziyaret

GÖRÜŞ AÇISI : Turkish Turkish

ir şeyi görebilme alanı

GÖRÜŞ AÇISI : Turkish Turkish

- bakış açısı

GÖRÜŞ GÜNÜ : Turkish Turkish

(cezaevi, hastane için) görüşme, ziyaret günü

GÖRÜŞ UZAKLIĞI : Turkish Turkish

havanın saydamlık derecesi

GÖRÜŞÇÜ : Turkish Turkish

görüşmeci

GÖRÜŞME : Turkish Turkish

görüşmek eylemi

GÖRÜŞME : Turkish Turkish

ir kurulda karardan önceki konuşma, tartışma vb., °müzakere

GÖRÜŞME : Turkish Turkish

ışe alınacak kişiyle karşılıklı konuşma, °mülakat

GÖRÜŞMECİ : Turkish Turkish

görüşmeye giden kimse, °ziyaretçi

GÖRÜŞMECİ : Turkish Turkish

ir tutukluyu ya da hükümlüyle görüşmeye gelen kimse

GÖRÜŞMEK : Turkish Turkish

uluşup konuşmak; konuşmak; sohbet etmek

GÖRÜŞMEK : Turkish Turkish

dostluk, ahbaplık etmek

GÖRÜŞMEK : Turkish Turkish

ir iş, bir konu üzerinde karşılıklı düşüncelerini ileri sürmek, tartış-mak, °müzakere etmek

GÖRÜŞÖLÇER : Turkish Turkish

elli bir uzaklıktaki ışık kaynağının atmosferde görünebilirliğini saptayan araç

GÖRÜŞTÜRMEK : Turkish Turkish

görüşmelerini sağlamak

GÖRÜŞÜLMEK : Turkish Turkish

görüşmek eylemi yapılmak

GÖRÜŞÜLMEK : Turkish Turkish

herhangi biriyle görüşmek

GÖRÜŞÜLMEK : Turkish Turkish

ir konu tartışılmak

GÖRÜŞUZAKLIĞIÖLÇER : Turkish Turkish

özellikle sisli havalarda kullanılan yatay doğrultudaki görüş uzaklığını ölçen aygıt

GOŞİST : Turkish Turkish

goşizm yanlısı olan (kimse ya da tutum)

GOŞİZM : Turkish Turkish

aşırı siyasal çözüm yollarını ve ani devrim eylemlerini öngören fraksiyon

GÖSTEREN : Turkish Turkish

gösterilenle birleşerek göstergeyi oluşturan ses ya da sesler bütünü