Multilingual Turkish Dictionary Turkish Turkish

GUGUÇİÇEĞİ, -Nİ : Turkish Turkish

- hüsnüyusuf

GUGUK : Turkish Turkish

gugukgillerden, genellikle avrupa'da yaşayan, dişileri başka kuşların yuvasına yumurtlayarak yavrularının bakım işini onlara gördüren, böcekçil bir kuş (cuculus canorus)

GUGUK : Turkish Turkish

irisiyle eğlenmek ve onu kızdırmak için çocukların bu biçimde çıkardıkları ses

GUGUK GİBİ KALMAK ( YA DA OTURMAK) : Turkish Turkish

tek başına kalmak ya da oturmak

GUGUK YAPMAK : Turkish Turkish

irine guguk diye haykırmak

GUGUKGİLLER : Turkish Turkish

omurgalı hayvanların, kuşlar sınıfının bir familyası

GUGUKKUŞU : Turkish Turkish

guguk

GUGUKLU : Turkish Turkish

guguklu saatin kısa söylenişi

GUGUKLU SAAT : Turkish Turkish

saat başlarını ve buçukları bir gugukkuşunun çıkıp ötmesiyle bildiren saat

GUGUKSULAR : Turkish Turkish

gugukgiller

GÜĞÜM : Turkish Turkish

yandan kulplu, boynu uzun, genellikle bakırdan yapılmış kap

GUGURUK : Turkish Turkish

saçların tümünü ya da bir bölümünü tepede toplayarak yüksekçe yapılan topuz

GÜHERÇİLE : Turkish Turkish

tarımda gübre, hekimlikte ilaç olarak kullanılan, barut gibi patlayıcı maddeler yapımına yarayan, beyaz renkte ve ince billurlar durumunda bileşik bir madde, potasyum nitrat