Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
HANÜMAN : Turkish Turkish

ev bark, ocak

HANYA'YI KONYA'YI ANLAMAK : Turkish Turkish

ir işin gerçek yönünü anlayarak aklı başına gelmek, akıllanmak

HANYA'YI KONYA'YI ÖĞRENMEK : Turkish Turkish

çeşitli olaylarla karşılaşarak yaşadıkça başa gelebilecek güçlükleri öğrenmek

HANZO : Turkish Turkish

kaba saba, görgüsüz kimse

HANZO : Turkish Turkish

giyimi, davranışları uygunsuz kimse

HANZO : Turkish Turkish

aptal

HAP : Turkish Turkish

(çocuk dilinde) yutma sesi

HAP ETMEK : Turkish Turkish

yemek, yutmak

HAP GİBİ YAPMAK : Turkish Turkish

(zor, karmaşık konu için) kolay anlaşılır, yalın duruma getirmek

HAP, -PI : Turkish Turkish

kolayca yutulabilmesi için küçük yuvarlak biçime getirilmiş ilaç

HAP, -PI : Turkish Turkish

ir içimlik afyon

HAPÇI : Turkish Turkish

uyuşturucu bağımlısı

HAPI YUTMAK : Turkish Turkish

kötü bir duruma düşmek

HAPICIK : Turkish Turkish

"yutmak, yiyip bitirmek" anlamlarındaki "hapıcık etmek, hapıcık yapmak" kalıp- larında geçer

HAPIR HUPUR : Turkish Turkish

- hapır hapır

HAPIR HAPIR : Turkish Turkish

ıştahlı ve gürültülü bir biçimde (yemek)

HAPİS ETMEK : Turkish Turkish

- hapsetmek

HAPİS ETTİRMEK : Turkish Turkish

- hapsettirmek

HAPİS GİYMEK : Turkish Turkish

hapis cezasına çarptırılmak

HAPİS YATMAK : Turkish Turkish

hükümlü olduğu süreyi °hapishanede geçirmek

HAPİS, -PSİ : Turkish Turkish

(birini) kaçmasını önlemek ya da cezalandırmak için bir yere kapama

HAPİS, -PSİ : Turkish Turkish

yasalara göre suçu saptanan bir kimseyi tutukevine koyma cezası

HAPİS, -PSİ : Turkish Turkish

cezaya çarptırılmış suçluların kapatıldıkları yer, cezaevi, °hapishane

HAPİS, -PSİ : Turkish Turkish

cezaevine kapatılmış kimse, °mahpus

HAPİS, -PSİ : Turkish Turkish

pulları salıvermemek, kapatmak temeline dayanan bir çeşit tavla oyunu