Turkish Turkish
HAPİSHANE : Turkish Turkish
°hapis cezasına çarptırılanların kapatıldığı yer, dam, cezaevi, °mahpushane, °kodes
HAPİSHANE KAÇKINI : Turkish Turkish
cezaevinden kaçmış kimse
HAPİSHANE KAÇKINI : Turkish Turkish
akımsız, perişan, sefil görünüşlü kimse
HAPİSLİK : Turkish Turkish
hapiste bulunma durumu ya da süresi, mapusluk, °hapis
HAPLOLOJİ : Turkish Turkish
- orta hece yutumu
HAPOTU : Turkish Turkish
durgun sularda yetişen bir eğrelti türü
HAPSEDİLMEK : Turkish Turkish
tutuklanmak, cezaevine konmak
HAPSEDİLMEK : Turkish Turkish
ir yere konmak, salıvermemek
HAPSEDİLMEK : Turkish Turkish
dar sınırlar içine bırakılmak
HAPSETMEK : Turkish Turkish
ir suçluyu hapishaneye koymak
HAPSETMEK : Turkish Turkish
ir yere kapatıp salıvermemek
HAPSETMEK : Turkish Turkish
ir kimseyi ya da bir şeyi boşu boşuna tutmak, alıkoymak
HAPSETMEK : Turkish Turkish
dar sınırlar içine bırakmak, serbestçe gelişmesini engellemek
HAPSETTİRMEK : Turkish Turkish
hapsedilmesine yol açmak
HAPŞIRIK : Turkish Turkish
aksırık
HAPŞIRIKLI : Turkish Turkish
aksırıklı
HAPŞIRMA : Turkish Turkish
hapşırmak eylemi, aksırma
HAPŞIRMAK : Turkish Turkish
aksırmak
HAPŞIRTMAK : Turkish Turkish
hapşırmasına neden olmak, aksırtmak
HAPŞU : Turkish Turkish
hapşırma sesi
HAPT, -TI : Turkish Turkish
"bir tartışmada karşısındakini susturmak ve yanıt veremez duruma getirmek" anlamında "hapt etmek" deyiminde geçer
HAR : Turkish Turkish
irtakım deyimlerde çeşitli anlamlarla geçer
HAR : Turkish Turkish
sıcak, kızgın, yakıcı
HAR : Turkish Turkish
diken
HAR HAR : Turkish Turkish
gürültülü, bol ve sürekli olarak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani