Turkish Turkish
Turkish Turkish
HARARET KESMEK ( YA DA SÖNDÜRMEK) : Turkish Turkish
susuzluğu gidermek
HARARET VERMEK : Turkish Turkish
susatmak
HARARET, -Tİ : Turkish Turkish
isı
HARARET, -Tİ : Turkish Turkish
sıcaklık
HARARET, -Tİ : Turkish Turkish
edenin normalin üstüne çıkan ısısı, ateş
HARARET, -Tİ : Turkish Turkish
susama, susuzluk
HARARET, -Tİ : Turkish Turkish
coşkunluk, ateşlilik
HARARETLENDİRMEK : Turkish Turkish
hararetlenmesine yol açmak
HARARETLENDİRMEK : Turkish Turkish
coşturmak, heyecanlandırmak, canlandırmak
HARARETLENMEK : Turkish Turkish
isısı artmak
HARARETLENMEK : Turkish Turkish
canlanmak, kızışmak
HARARETLİ : Turkish Turkish
isısı, sıcaklığı fazla olan
HARARETLİ : Turkish Turkish
coşkun, ateşli, canlı
HARAŞO : Turkish Turkish
her sırada yüzden örülen bir tür yün örgüsü
HARAZA : Turkish Turkish
kavga, gürültü, karışıklık
HARAZA : Turkish Turkish
öfke, sinir
HARAZA : Turkish Turkish
sığırın öd kesesinden çıkan taş
HARBE : Turkish Turkish
kısa mızrak
HARBE : Turkish Turkish
harbi
HARBİ : Turkish Turkish
ateşli silahların içini temizlemekte kullanılan demir ya da ağaç çubuk, harbe
HARBİ : Turkish Turkish
doğru, hilesiz, temiz, mert
HARBİ : Turkish Turkish
savaşla ilgili
HARBİ : Turkish Turkish
osmanlı devletiyle henüz barış durumunda bulunmayan, bir antlaşma yapmamış devletler ve bu devletlerin uyrukları
HARBİ : Turkish Turkish
osmanlı ülkelerinde ticaretle uğraşan yabancı uyruklulara verilen ad
HARBİ BAS : Turkish Turkish
doğru, hızlı yürü
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani