Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
HARAÇÇILIK : Turkish Turkish

zor kullanarak kimi yerlerden ya da kimselerden para sızdıran kimsenin yaptığı i?

HARAÇLI : Turkish Turkish

haraca bağlanmış, vergi ödeyen

HARAKİRİ : Turkish Turkish

japonlarda karnını bıçakla deşme yoluyla kendini öldürme

HARAM : Turkish Turkish

din kurallarına aykırı olan, dince yasak olan

HARAM : Turkish Turkish

yasak

HARAM OLSUN! : Turkish Turkish

hayrını görme, görmesin! anlamında ilenme sözü

HARAM PARA : Turkish Turkish

yasadışı yollardan kazanılan para

HARAM YEMEK : Turkish Turkish

dinsel inançlara aykırı olarak, haksız olarak bir şeye el atmak, sahip olmak

HARAMA UÇKUR ÇÖZMEK : Turkish Turkish

nikâhsız olarak cinsel ilişkide bulunmak

HARAMİ : Turkish Turkish

hırsız, haydut

HARAMİLİK : Turkish Turkish

hırsızlık, haydutluk

HARAMSIZ : Turkish Turkish

haram olmayan, haram karışmamış

HARAMZADE : Turkish Turkish

yasadışı birleşmelerden doğan çocuk, piç

HARANA : Turkish Turkish

üyük tencere

HARAP : Turkish Turkish

ayındırlığı kalmamış, yıkılacak duruma gelmiş, yıkkın, viran

HARAP : Turkish Turkish

itkin, yorgun, perişan

HARAP : Turkish Turkish

çok sarho?

HARAP ETMEK : Turkish Turkish

harap duruma getirmek

HARAP OLMAK : Turkish Turkish

harap duruma gelmek, haraplaşmak, perişan olmak

HARAPLAŞMAK : Turkish Turkish

harap duruma gelmek, harap olmak, viran olmak, perişan olmak

HARAPLIK : Turkish Turkish

harap olma durumu, yıkkınlık, °harabiyet

HARAR : Turkish Turkish

genellikle çoğu kıldan dokunmuş, büyük çuval

HARAR GİBİ : Turkish Turkish

içine çok şey alabilen, geniş, büyük eşyalar için kullanılır

HARARET BASMAK : Turkish Turkish

çok susamak

HARARET BASMAK : Turkish Turkish

vücut ısısı artmak