Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
HAZIR OLMAK : Turkish Turkish

hazır durumda bulunmak

HAZIR YİYİCİ : Turkish Turkish

önceden kazanılmış varlığı harcayan

HAZIRA DAĞLAR DAYANMAZ : Turkish Turkish

sürekli harcama, en büyük birikimleri bile eritir

HAZIRA KONMAK : Turkish Turkish

aşkasının emeğiyle ortaya çıkmış bir şeyden yararlanmak

HAZİRAN : Turkish Turkish

yılın otuz gün süren altıncı ayı

HAZİRANBÖCEĞİ, -Nİ : Turkish Turkish

mayısböceklerinden, tarım bitkilerine çok zarar veren kınkanatlı bir böcek (amphimallus solstitialis)

HAZIRCEVAP : Turkish Turkish

gerektiğinde çabucak, yerinde yanıtlar bulup veren

HAZIRCEVAPLIK : Turkish Turkish

hazırcevap olma durumu

HAZIRCI : Turkish Turkish

hazır giysi satan kimse

HAZIRCI : Turkish Turkish

emek harcamadan her şeyi hazır olarak elde etmek isteyen kimse

HAZIRCILIK : Turkish Turkish

her şeyi hazır bulmaya ya da elde etmeye düşkün olma durumu

HAZIRDA : Turkish Turkish

yararlanılabi-lecek bir durumda, el altında

HAZIRDAN YEMEK : Turkish Turkish

yenisini kazanmaksızın elindekini harcamak

HAZIRGİYİM : Turkish Turkish

elirli ölçü ve renklerde seri olarak üretilip satışa sunulan giyim eşyası, °konfeksiyon

HAZIRGİYİM : Turkish Turkish

dikilmiş giysi satan sanayi kolu, °konfeksiyon

HAZIRLAMAK : Turkish Turkish

ir şeyi kullanılacak, yararlanılacak duruma getirmek

HAZIRLAMAK : Turkish Turkish

ir şeyi ortaya koymak, gerçekleştirmek

HAZIRLAMAK : Turkish Turkish

önceden düzenlemek

HAZIRLAMAK : Turkish Turkish

gelecek için önlem almak, gereksinimleri saptamak

HAZIRLAMAK : Turkish Turkish

neden olmak, yol açmak

HAZIRLAMAK : Turkish Turkish

irini herhangi bir şeyi yapabilecek ya da bir şeyi yükümlenebilecek duruma getirmek

HAZIRLAMAK : Turkish Turkish

alıştırmak

HAZIRLAMAK : Turkish Turkish

ir maddeyi elde etmek

HAZIRLANIŞ : Turkish Turkish

hazırlanmak eylemi ya da biçimi

HAZIRLANMAK : Turkish Turkish

hazır olmak, kendini hazırlamak