Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
HAZRET, -Tİ : Turkish Turkish

adı söylenmeyen bir kimseden söz edilirken kullanılır

HAZRETLERİ : Turkish Turkish

eskiden saygı duyulan kişilerin adlarını ya da orunlarını gösteren sözcüğe başka sanlarla birlikte getirilirdi

HAZZETMEK : Turkish Turkish

hoşlanmak; haz duymak: arabesk müzikten hiç hazzetmiyorum

HE : Turkish Turkish

h harfinin adı

HE : Turkish Turkish

helyum'un simgesi

HE DEMEK : Turkish Turkish

hlk. evet demek, onamak

HEBA : Turkish Turkish

hiçbir işe yaramadan yok olma, boşa gitme

HEBA ETMEK : Turkish Turkish

oşuna harcamak, ziyan etmek

HEBA OLMAK : Turkish Turkish

oşa gitmek, ziyan olmak

HECCAV : Turkish Turkish

yergici

HECE : Turkish Turkish

ir solukta çıkarılan ses ya da ses birliği, seslem

HECE ÖLÇÜSÜ (VEZNİ) : Turkish Turkish

elirli sayıdaki hece kümelerine dayanan nazım ölçüsü, parmak hesabı

HECE YUTUMU : Turkish Turkish

sözcük içinde benzer hecelerden birinin düşmesi

HECECİ : Turkish Turkish

hece ölçüsüyle koşuk yazan (ozan)

HECECİLİK : Turkish Turkish

dilbilgisinde hecelere dayanan yazı dizgesi

HECECİLİK : Turkish Turkish

hece sayısına dayanan nazım

HECELEME : Turkish Turkish

hecelemek eylemi

HECELEMEK : Turkish Turkish

ir sözcüğün hecelerini teker teker söylemek

HECELEMEK : Turkish Turkish

ılk bakışta okuyamayıp heceleri teker teker okumak

HECELETMEK : Turkish Turkish

ir sözcüğün hecelerini teker teker söyletmek

HECELEYİŞ : Turkish Turkish

hecelemek eylemi ya da biçimi

HECELİ : Turkish Turkish

herhangi bir sayıda hecesi olan

HECİN : Turkish Turkish

çiftparmaklılar takımının, devegiller familyasından, tek hörgüclü bir deve türü (camellus dromadarius)

HEDEF : Turkish Turkish

nişan alınacak yer