Multilingual Turkish Dictionary Turkish Turkish

HEKİMSİZ : Turkish Turkish

hekimi olmayan ya da hekim yardımı olmadan

HEKTAR : Turkish Turkish

yüz ar (
000 metrekare) değerinde yüzey ölçü birimi (ha)

HEKTOGRAFİ : Turkish Turkish

daktilo edilmiş ya da elle yazılmış metnin belli sayıda kopyasını alkolle çıkarma işlemi, alkol yöntemi

HEKTOGRAM : Turkish Turkish

yüz gramlık ağırlık birimi, bir kilogramın onda biri (hg)

HEKTOLİTRE : Turkish Turkish

yüz litrelik oylum ölçü birimi (hl)

HEKTOMETRE : Turkish Turkish

yüz metrelik uzunluk ölçü birimi, kilometrenin onda biri (hm)

HELA : Turkish Turkish

ayakyolu, yüznumara, °apteshane, °tuvalet

HELAK ETMEK : Turkish Turkish

öldürmek, ortadan kaldırmak

HELAK ETMEK : Turkish Turkish

aşırı derecede yormak, bitkin duruma getirmek

HELAK OLMAK : Turkish Turkish

yok olmak, ölmek

HELAK OLMAK : Turkish Turkish

yorulmak, bitkin duruma gelmek

HELAK, -Kİ : Turkish Turkish

ölme, öldürme, yok etme, yok olma

HELAK, -Kİ : Turkish Turkish

itkin bir duruma gelme ya da getirme

HELAL ETMEK : Turkish Turkish

tanrı'yı tanık tutarak (bir şeyi) bağışlamak

HELAL OLSUN : Turkish Turkish

ir hizmet ya da özverinin istenilerek yapıldığını, bundan pişman olunmadığını göstermek için kullanılır

HELAL OLSUN : Turkish Turkish

işini büyük bir yetenekle yapanlar için kullanılır

HELAL SÜT EMMİŞ : Turkish Turkish

doğruluktan ayrılmayan

HELAL, -Lİ : Turkish Turkish

alın teriyle kazanılmış, hak edilmiş, °meşru

HELAL, -Lİ : Turkish Turkish

dinin kurallarına aykırı olmayan, dince yasaklanmamış olan, "haram" karşıtı

HELAL, -Lİ : Turkish Turkish

hlk. nikâhlı eş

HELAL, -Lİ : Turkish Turkish

ve be. kurallara, geleneklere uygun (olarak)

HELALİ HOŞ OLSUN : Turkish Turkish

yapılmış bir iyilikten, yardımdan söz edilirken buna pişman olunmadığını anlatmak için söylenir

HELALİNDEN : Turkish Turkish

helal edilerek, gönül hoşluğuyle

HELALLEŞME : Turkish Turkish

helalleşmek eylemi

HELALLEŞMEK : Turkish Turkish

alışverişte ya da ayrılma sırasında hakkını birbirine bağışlamak