Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
HELYODOR : Turkish Turkish

altın sarısı renginde, berilden oluşan, kuyumculukta kullanılan bir taş

HELYOFOTOMETRE : Turkish Turkish

günışıkölçer

HELYOGRAF : Turkish Turkish

güneşten yayılan ısı miktarını ölçmeye yarayan aygıt

HELYOGRAF : Turkish Turkish

meteor. güneşin ışıldadığı saatlerin süresini saptamaya yarayan aygıt

HELYOGRAF : Turkish Turkish

güneş ışınlarından yararlanan optik telgraf aygıtı

HELYOTERAPİ : Turkish Turkish

güneş ışınlarıyla sağaltım

HELYUM : Turkish Turkish

atom numarası 2, yoğunluğu 0,138 olan, yanıcı olmayan, havada az miktarda bulunan bir soy gaz, simgesi he

HEM : Turkish Turkish

ir kimseyi uyarmak, bir şeyi açıklamak ya da anlamı güçlendirmek için "özellikle", "zaten", "bir de", "şurası da var ki" anlamlarında kullanılır

HEM : Turkish Turkish

açıklayıcı nitelikte olan ikinci tümceyi birinciye bağlar

HEM : Turkish Turkish

"hem... hem" biçiminde yinelenerek görevdeş sözcükleri, tümceleri eşitlik, pekiştirme, birlikte olma ya da karşıtlık anlamlarıyla bağlar

HEM DE : Turkish Turkish

anlamı güçlendirerek, bir ya da daha çok öğeye bir başkasının da eklendiğini belirtmek için kullanılır

HEM DE NASIL : Turkish Turkish

pek çok, üstün derecede

HEM DE NASIL : Turkish Turkish

özene bezene, büyük bir dikkatle

HEM ISA'YI HEM DE MUSA'YI MEMNUN ETMEK : Turkish Turkish

istekleri birbirine karşıt olan iki kişiyi birden hoşnut edecek bir davranışta bulunmak

HEM KAÇAR HEM DAVUL ÇALAR : Turkish Turkish

çekinir göründüğü işi yapmaktan vazgeçemez

HEM KEL HEM FODUL : Turkish Turkish

ortada olan eksiklik ve yeteneksizliğine bakmayarak üstünlük taslayanlar, çalım satanlar için kullanılır

HEM NALINA HEM MIHINA (VURMAK) : Turkish Turkish

karşıt olan iki yanı desteklemek

HEM SUÇLU HEM GÜÇLÜ : Turkish Turkish

gerçek suçlu kendi olduğu halde başkalarını suçlamaya çalışanlar için söylenir

HEM ZİYARET HEM TİCARET : Turkish Turkish

iriyle görüşmeye giden kimsenin, bu gidişten yararlanarak başka bir işi de yapması durumunda söylenir

HEMATİ : Turkish Turkish

kanın hemoglobinle renklenmiş kırmızı yuvarı

HEMATİMETRE : Turkish Turkish

kan yuvarında kimi ölçümlerin yapılmasını sağlayan aygıt

HEMATİMETRİ : Turkish Turkish

kan yuvarında yapılan ölçümlerin tümü

HEMATİT, -Tİ : Turkish Turkish

kırmızı ya da esmer renkte olan doğal demir oksidinden oluşan bir mineral, kantaşı

HEMATOLOG : Turkish Turkish

kanbilimci

HEMATOLOJİ : Turkish Turkish

kanbilim