Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
HEMATOLOJİST : Turkish Turkish

kanbilimci, °hematolog

HEMATOM : Turkish Turkish

damar çatlaması sonucu organizma içinde kan toplanması

HEMAYAR : Turkish Turkish

denk, eşit

HEMCİNS : Turkish Turkish

aynı cinsten olan, türdeş

HEMCİNSLİK : Turkish Turkish

türdeşlik

HEMDERT : Turkish Turkish

dert ortağı, acıdaş

HEMEN : Turkish Turkish

hiç vakit geçirmeden, gecikmeden, çabucak

HEMEN : Turkish Turkish

aşağı yukarı; yalnız, sadece

HEMEN HEMEN : Turkish Turkish

nerede ise, az zaman sonra

HEMEN HEMEN : Turkish Turkish

tam değilse bile ona pek yakın

HEMENCECİK : Turkish Turkish

çarçabuk, anında

HEMFİKİR, -KRİ : Turkish Turkish

aynı düşüncede, aynı kanıda olan, düşündeş, oydaş

HEMHAL, -Lİ : Turkish Turkish

aynı durumda olan

HEMHUDUT : Turkish Turkish

sınırdaş

HEMODİYALİZ : Turkish Turkish

geçirgen bir zardan süzerek, zehirli artıkları ayıklamak ve kanı temizlemek için kullanılan sağaltma yöntemi

HEMOFİLİ : Turkish Turkish

kanın pıhtılaşmasındaki bir bozukluğa bağlı kalıtımsal kanama sayrılığı

HEMOGLOBİN : Turkish Turkish

soluk alma aygıtıyla organizmanın gözeleri arasında oksijen ve karbon gazını iletmeyi sağlayan; bileşiminde demir, azot, oksijen, hidrojen, kömür ve kükürt bulunan alyuvarların en önemli maddesi

HEMOROİT : Turkish Turkish

asur

HEMPA : Turkish Turkish

kötü işlerde aynı amaçla ve birlikte hareket eden kimse, ayaktaş, omuzdaş

HEMŞERİ : Turkish Turkish

aynı ilden olan kimse, memleketli, yerdeş

HEMŞERİ : Turkish Turkish

"arkadaş, ahbap" anlamında bir seslenme sözü olarak kullanılır

HEMŞERİLİK : Turkish Turkish

hemşeri olma durumu

HEMŞİRE : Turkish Turkish

kız kardeş, bacı

HEMŞİRE : Turkish Turkish

hastayı sağlığına kavuşturmak için hekimle işbirliği yaparak çalışan sağlık elemanı

HEMŞİRELİK : Turkish Turkish

kız kardeşlik