Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
HERRÜ : Turkish Turkish

- ya herrü ya merrü

HERTZ : Turkish Turkish

ir saniyede bir titreşim yapan devirli bir olayın frekansına eşit frekans birimi, simgesi hz

HERYERDELİK : Turkish Turkish

tanrı'nın her yerde ve her zaman bulunduğuna inanan din ve fizikötesi görüş

HERZE : Turkish Turkish

saçma, saçma söz, zevzeklik

HERZE YEMEK : Turkish Turkish

yersiz söz söylemek ya da gereksiz, yakışıksız davranışta bulunmak

HERZEVEKİL : Turkish Turkish

kendisini ilgilendirmeyen işlere karışan (kimse)

HERZEVEKİL : Turkish Turkish

saçma sapan gereksiz konuşan (kimse)

HESABA ALMAK ( YA DA KATMAK) : Turkish Turkish

(bir şeyi, bir durumu) göz önünde bulundurmak, işini yürütürken o şeyi de düşünmek

HESABA ALMAMAK (YA DA KATMAMAK) : Turkish Turkish

önem vermemek

HESABA ÇEKMEK : Turkish Turkish

ir kişiden, bir kuruldan yaptığı işler için açıklama ve savunma istemek

HESABA DÖKMEK : Turkish Turkish

sayıyla ilgili bir konuyu açıklığa kavuşturmak için kâğıt üzerinde hesaplamak

HESABA GELMEZ : Turkish Turkish

sayılamayacak kadar çok, pek çok

HESABA GELMEZ : Turkish Turkish

umulmadık, beklenmedik

HESABA KATMAK : Turkish Turkish

dikkate almak, göz önünde bulundurmak

HESABİ : Turkish Turkish

hesabını iyi bilen, ellisıkı, hesaplı

HESABI KAPAMAK : Turkish Turkish

alacak verecek bırakmamak

HESABI TEMİZLEMEK : Turkish Turkish

orcunu ödemek

HESABI YOK : Turkish Turkish

sayılamayacak kadar çok, sayısız

HESABINA : Turkish Turkish

yönünden, için,
.. adına, yararına

HESABINI (KİTABINI) BİLMEK : Turkish Turkish

tutumlu olmak

HESABINI ALMAK : Turkish Turkish

ir iş sonunda hakkını almak

HESAP : Turkish Turkish

aritmetik

HESAP : Turkish Turkish

matematiksel işlem; yapma yöntemi

HESAP : Turkish Turkish

alacaklı ya da borçlu olma durumu

HESAP : Turkish Turkish

ödenecek ücretin tutarı