Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
HESAPSIZ : Turkish Turkish

ölçüsüz, tutumsuz, savruk, °müsrif

HESAPSIZ KİTAPSIZ : Turkish Turkish

deftere geçirmeden ya da belgeye bağlamadan

HESAPSIZ KİTAPSIZ : Turkish Turkish

sorumsuz, ölçüsüz

HESAPSIZCA : Turkish Turkish

hesapsız (bir biçimde)

HESAPSIZLIK : Turkish Turkish

hesapsız olma durumu ya da hesapsızca davranış

HESAPTA OLMAMAK : Turkish Turkish

daha önce düşünülen şeylerin dışında olmak

HETEROATOM : Turkish Turkish

- ayrıkatom

HETEROJEN, S. : Turkish Turkish

ayrışık

HETEROKROM : Turkish Turkish

- ayrıkrenkli

HETEROKRON : Turkish Turkish

- ayrıkyaşlı

HETEROSİKL : Turkish Turkish

- ayrıkhalka

HETEROTROF : Turkish Turkish

dışbeslenen

HETEROTROFİ : Turkish Turkish

dışbeslenme

HEVENK : Turkish Turkish

ir ipe geçirilmiş ya da birbirine bağlanmış yaş yemiş ya da sebze bağı

HEVES : Turkish Turkish

ıstek, eğilim, arzu, °şevk

HEVES : Turkish Turkish

gelip geçici istek

HEVES ETMEK : Turkish Turkish

ir şeye karşı istek duymak, eğilimli olmak

HEVESİ KURSAĞINDA ( YA DA İÇİNDE) KALMAK : Turkish Turkish

istediği, imrendiği şeyi elde edememek

HEVESİNİ ALMAK : Turkish Turkish

istediği, imrendiği şeyi elde ederek ona doymak

HEVESKÂR : Turkish Turkish

hevesli, °amatör

HEVESKÂRLIK : Turkish Turkish

hevesli olma durumu

HEVESLENDİRMEK : Turkish Turkish

ir kimsenin bir şeye eğilim, ilgi duymasını sağlamak

HEVESLENME : Turkish Turkish

heveslenmek eylemi

HEVESLENMEK : Turkish Turkish

ısteklenmek, heves etmek, çok istemek, eğilim duymak

HEVESLİ : Turkish Turkish

ir şeye ya da bir işe istek duyan ya da merak sarmış olan, istekli