Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
HESAPÇILIK : Turkish Turkish

hesapçı olma durumu

HESAPLAMA : Turkish Turkish

hesaplamak eylemi

HESAPLAMAK : Turkish Turkish

hesap işlemini yapmak, hesap etmek

HESAPLAMAK : Turkish Turkish

ir şeyi, bir durumu ayrıntılı bir biçimde düşünmek, ölçüp biçmek hesapetmek

HESAPLAMAK : Turkish Turkish

düşünmek, tasarlamak

HESAPLAMAK : Turkish Turkish

ir şeyi, bir durumu öngördüğü bir olaya, olguya dayandırmak

HESAPLAMAK KİTAPLAMAK : Turkish Turkish

ayrıntılarıyla hesap edip düşünmek

HESAPLANIŞ : Turkish Turkish

hesaplanmak eylemi ya da biçimi

HESAPLANMAK : Turkish Turkish

hesap edilmek

HESAPLAŞMA : Turkish Turkish

hesaplaşmak eylemi

HESAPLAŞMA : Turkish Turkish

karşılıklı yenişme, kozları paylaşma

HESAPLAŞMAK : Turkish Turkish

irbirindeki alacakla vereceğin hesabını yapmak

HESAPLAŞMAK : Turkish Turkish

karşılıklı olarak kozlarını paylaşmak

HESAPLAŞMAK : Turkish Turkish

ir şeyin olumlu ya da olumsuz yönlerini düşünerek, tartışarak bir yargıya varmak

HESAPLATMAK : Turkish Turkish

hesap işlemini yaptırmak

HESAPLAYIŞ : Turkish Turkish

hesaplamak eylemi ya da biçimi

HESAPLI : Turkish Turkish

satın alınabilen, bütçeye uygun, ucuz sayılabilecek (şey) °ekonomik

HESAPLI : Turkish Turkish

parasını ölçülü harcayan, tutumlu

HESAPLI : Turkish Turkish

ayrıntılarıyla düşünülüp tasarlanmış, planlı; °rasyonel

HESAPLI : Turkish Turkish

ölçülü davranan, ölçülü

HESAPLI HAREKET ETMEK : Turkish Turkish

ölçülü davranmak

HESAPLICA : Turkish Turkish

hesaplı (bir biçimde)

HESAPSIZ : Turkish Turkish

hesabı tutulmayan

HESAPSIZ : Turkish Turkish

sayılamayacak kadar çok olan

HESAPSIZ : Turkish Turkish

önceden iyi düşünülmemiş; nereye varacağı, sonu belli olmayan