Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
HEYECANLANMAK : Turkish Turkish

herhangi bir nedenle güçlü, geçici bir duygu yoğunluğunu yaşamak, heyecan duymak

HEYECANLI : Turkish Turkish

çabuk, kolay heyecanlanan (kimse)

HEYECANLI : Turkish Turkish

heyecan veren, heyecanlanmaya neden olan

HEYECANLI : Turkish Turkish

heyecanla yapılan

HEYECANLI : Turkish Turkish

heyecanlı olarak

HEYECANSIZ : Turkish Turkish

çabuk, kolay heyecanlanmayan

HEYECANSIZ : Turkish Turkish

heyecan vermeyen, heyecan uyandırmayan

HEYECANSIZ : Turkish Turkish

heyecanlı yapılmayan

HEYECANSIZLIK : Turkish Turkish

heyecansız olma durumu

HEYELAN : Turkish Turkish

kayşa, göçü

HEYET, -Tİ : Turkish Turkish

kurul, °konsey

HEYET, -Tİ : Turkish Turkish

astronomi

HEYETİYLE : Turkish Turkish

olduğu gibi, tümüyle

HEYHAT, -TI : Turkish Turkish

yazık, ne yazık!

HEYHEY : Turkish Turkish

sinir bozukluğu, sinirlilik

HEYHEYLER GEÇİRMEK : Turkish Turkish

üyük heyecanlar geçirmek

HEYHEYLERİ TUTMAK ( YA DA HEYHEYLERİ ÜSTÜNDE OLMAK) : Turkish Turkish

çok sinirlenmek

HEYKEL : Turkish Turkish

taş, tunç, bakır, kil, alçı gibi maddelerden yontularak, kalıba dökülerek ya da yoğrulup pişirilerek biçimlendirilen yapıt, yontu

HEYKEL GİBİ : Turkish Turkish

hareketsiz, duygusuz, ruhsuz

HEYKEL GİBİ : Turkish Turkish

çok güzel (vücut)

HEYKELCİ : Turkish Turkish

yontu yapan sanatçı, yontucu, °heykeltıraş

HEYKELCİ KALEMİ : Turkish Turkish

yontucuların taş, kil, alçı gibi gereçleri biçimlendirmek için kullandıkları kesici, düzeltici ve yontucu araç

HEYKELCİK : Turkish Turkish

küçük boyutlu heykel

HEYKELCİLİK : Turkish Turkish

yontu yapma sanatı, yontuculuk, heykeltıraşlık

HEYKELSİ : Turkish Turkish

heykele benzeyen