Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
İBLİS : Turkish Turkish

kötü, düzenci

İBLİSÇE : Turkish Turkish

şeytanca, haince

İBLİSÇİLİK : Turkish Turkish

ıblise tapma

İBLİSLİK : Turkish Turkish

şeytanlık

İBNE : Turkish Turkish

eşcinsel ilişkide edilgen erkek, sapık

İBNELİK : Turkish Turkish

ıbne olma durumu

İBNELİK : Turkish Turkish

ıbne gibi davranma durumu

İBRA : Turkish Turkish

aklama, temize çıkarma

İBRA ETMEK : Turkish Turkish

aklamak

İBRANAME : Turkish Turkish

aklama belgesi

IBRANCA : Turkish Turkish

ugün ısrail'de konuşulan sami dili

IBRANİ : Turkish Turkish

sami ırkı bir kavimden olan kimse, yahudi

IBRANİCE : Turkish Turkish

ıbranca

İBRAZ : Turkish Turkish

ortaya koyma, gösterme, meydana çıkarma

İBRAZ ETMEK : Turkish Turkish

ortaya koymak, göstermek, meydana çıkarmak

İBRE : Turkish Turkish

ölçü aygıtlarında sayı ya da im göstermeye yarayan devingen iğne

İBRE : Turkish Turkish

çam, ardıç, sedir gibi ağaçların yaprağı

İBRE : Turkish Turkish

gösterge, seçenek

İBRET ALMAK : Turkish Turkish

ders almak

İBRET OLMAK : Turkish Turkish

ders olmak

İBRET, -Tİ : Turkish Turkish

yanlış, kötü davranışlardan sakınmayı sağlayan olgu ya da bu gibi olgulardanalınması gereken sonuç, öğrenek, °hisse, °ders

İBRET, -Tİ : Turkish Turkish

çirkin, kötü, acayip

İBRETEN : Turkish Turkish

ıbret olarak, ibret olsun diye

İBRETİ ÂLEM İÇİN : Turkish Turkish

aşkalarına örnek olsun diye

İBRETİN KUDRETİ : Turkish Turkish

hlk. çok acayip ve çirkin