Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
İKAZ : Turkish Turkish

uyandırma

İKAZ ETMEK : Turkish Turkish

uyarmak, dikkat çekmek

İKBAL DÜŞKÜNLÜŞÜ : Turkish Turkish

önce iyi bir yaşamı varken gözden düşerek yoksul olma durumu

İKBAL DÜŞKÜNÜ : Turkish Turkish

önce iyi bir yaşamı varken gözden düşerek yoksulluğa düşmüş kimse

İKBAL, -Lİ : Turkish Turkish

aht açıklığı ya da yüksek bir oruna, duruma erişmiş olma durumu

İKBAL, -Lİ : Turkish Turkish

ıstek, arzu

İKBAL, -Lİ : Turkish Turkish

padişaha ya da şehzadeye eş olmaya aday gözde cariye

İKBALİ SÖNMEK : Turkish Turkish

daha önce iyi olan durum ya da işi bozulmak

İKEBANA : Turkish Turkish

elli kurallara göre ve iletişim amacıyla yapılan çiçek düzenlemesi

İKEN : Turkish Turkish

sonuna getirilen sözcüğe durum ve zaman anlamı katan ve "-kan /
ken" biçiminde ekleşebilen belirteç

İKİ : Turkish Turkish

irden sonra gelen sayının adı ve bu sayıyı gösteren rakam, 2, ii

İKİ : Turkish Turkish

irden bir artık

İKİ AHBAP ÇAVUŞLAR : Turkish Turkish

her yerde hep birlikte görülen, birbirinden hiç ayrılmayan iki arkadaş için şaka yollu söylenir

İKİ ARADA BİR DEREDE (KALMAK) : Turkish Turkish

sıkışık, zor koşullar altında (kalmak)

İKİ ARADA KALMAK : Turkish Turkish

irbirine karşıt iki kişi arasında ne yapacağını bilemeyerek şaşırmak

İKİ ATEŞ ARASINDA (KALMAK) : Turkish Turkish

çok zor bir durumda karar verememek

İKİ AYAĞINI BİR PABUCA SOKMAK : Turkish Turkish

irini bir işi hemen yapması için çok sıkıştırmak

İKİ BAŞTAN OLMAK : Turkish Turkish

ir şeyi, her iki tarafın aynı şeyi istemesiyle, iyi niyetiyle gerçekleşebilmek

İKİ BÜKLÜM (OLMAK) : Turkish Turkish

(saygı, sayrılık, yaşlılık gibi nedenlerle) beli bükülmek, iki kat (olmak)

İKİ CAMBAZ BİR İPTE OYNAMAZ : Turkish Turkish

aynı ölçüde kurnaz, düzenbaz iki kimse birbirini aldatamaz

İKİ CAMİ ARASINDA KALMIŞ BEYNAMAZA DÖNMEK : Turkish Turkish

iki yoldan hangisini tutacağını şaşırmış kimseler için kullanılır

İKİ ÇİFT LAF (LAKIRDI YA DA SÖZ) ETMEK : Turkish Turkish

kısa konuşmak, söyletmek

İKİ CİHANDA : Turkish Turkish

dünya ve ahrette

İKİ ÇIPLAK BİR HAMAMA YAKIŞIR : Turkish Turkish

iki yoksul kimsenin birbiriyle evlenmesinin uygun olmayacağını anlatmak için kullanılır

İKİ DİRHEM BİR ÇEKİRDEK : Turkish Turkish

çok güzel ve özenli giyinmiş