Multilingual Turkish Dictionary Turkish Turkish

İKİ DÜNYA : Turkish Turkish

dünya ve ahret

İKİ EL BİR BAŞ İÇİN : Turkish Turkish

ancak kendi geçimini sağlayabilenlerin, başkalarına yardım edecek bir durumda olmadıklarını anlatmak için kullanılır

İKİ ELİ (BİRİNİN) YAKASINDA OLMAK : Turkish Turkish

kıyamette ondan davacı olmak

İKİ ELİ BÖĞRÜNDE KALMAK : Turkish Turkish

çaresiz kalıp ne yapacağını bilememek

İKİ ELİ KANDA ( YA DA KIZIL KANDA) OLSA : Turkish Turkish

elindeki iş ne kadar önemli olursa olsun

İKİ ELİ ŞAKAKLARINDA DÜŞÜNMEK : Turkish Turkish

derin derin düşünmek

İKİ ELİM YANIMA GELECEK : Turkish Turkish

ölerek tanrı katına çıkacağım için yalan söylemem

İKİ GEÇELİ : Turkish Turkish

karşılıklı iki sıra olarak, iki yanlı

İKİ GÖNÜL BİR OLUNCA SAMANLIK SEYRAN OLUR : Turkish Turkish

irbirini sevenler için yer önemli değildir

İKİ GÖZÜ İKİ ÇEŞME : Turkish Turkish

sürekli, çok ağlamayı anlatır

İKİ GÖZÜM ( İKİ GÖZÜMÜN NURU) : Turkish Turkish

okşayıcı bir sesleniş olarak kullanılır

İKİ HIRTI BİR PIRTI : Turkish Turkish

aşırı yoksulluğu anlatır

İKİ KAPTAN BİR GEMİYİ BATIRIR : Turkish Turkish

ir iş, iki yöneticiden gelen buyruklarla yürütülemez

İKİ KAT OLMAK : Turkish Turkish

iki büklüm olmak

İKİ KERE İKİ DÖRT EDER : Turkish Turkish

gerçekliğinden kuşkulanılmayacak kadar açık

İKİ KULAK BİR DİL İÇİN : Turkish Turkish

çok dinleyip az söylemeli

İKİ LAKIRDI ETMEK : Turkish Turkish

iki çift laf etmek

İKİ NOKTA : Turkish Turkish

üst üste konmuş iki nokta biçimindeki noktalama imi (:)

İKİ PARALIK : Turkish Turkish

değersiz, önemsiz

İKİ RAHMETTEN (İYİLİKTEN) BİRİ : Turkish Turkish

(çok acı çeken ağır sayrılar için) iyileşme ya da ölüm

İKİ SATIR LAF ETMEK (YA DA KONUŞMAK) : Turkish Turkish

dostça biraz söyleşmek

İKİ SEKSEN UZANMAK : Turkish Turkish

ir çarpma, vurma sonucu boylu boyunca serilmek

İKİ ŞIKTAN BİRİ : Turkish Turkish

iki seçenekten, iki çözüm yolundan biri

İKİ ŞİLTE BİR YASTIK ONU DA TERKİYE ASTIK : Turkish Turkish

eşyanın azlığından taşınma kolaylığını anlatır

İKİ SÖZ BİR PAZAR : Turkish Turkish

uzun boylu pazarlık etmeden