Multilingual Turkish Dictionary Turkish Turkish

İKİYÜZLÜLÜK : Turkish Turkish

ıkiyüzlü olma durumu, riyakârlık, mürailik

İKİZ : Turkish Turkish

ir doğumda dünyaya gelen iki (kardeş)

İKİZ : Turkish Turkish

irbirine çok benzeyen

İKİZ : Turkish Turkish

aynı çiçekte oluşmuş birbirine yapışık iki meyve

İKİZANLAM : Turkish Turkish

ir anlatımın, iki türlü anlam verecek biçimde kurulmuş olması

İKİZANLAMLI : Turkish Turkish

ıkizanlamı olan

İKİZKENAR : Turkish Turkish

ıki kenarı eşit olan

İKİZKENAR ÜÇGEN : Turkish Turkish

yalnız iki kenarı birbirine eşit olan üçgen

İKİZKENAR YAMUK : Turkish Turkish

koşut olmayan iki kenarı eşit yamuk

İKİZLER : Turkish Turkish

zodyak üzerinde, boğa ile yengeç burçları arasında bulunan burç
zodyak

İKİZLEŞME : Turkish Turkish

ıkizleşmek eylemi

İKİZLEŞMEK : Turkish Turkish

ıkiz duruma gelmek

İKİZLİ : Turkish Turkish

ıkizleri olan (ana)

İKİZLİ : Turkish Turkish

ıki kollu (araç)

İKİZLİ : Turkish Turkish

kendisinden iki anlam çıkarılabilen, ikizanlamlı (anlatım)

İKİZLİK : Turkish Turkish

ıkiz doğan bebeklerin durumu

İKİZLİLİK : Turkish Turkish

ıkizli olma durumu

IKLAMAK : Turkish Turkish

yük altında güçlükle solumak

IKLAMAK : Turkish Turkish

ağlarken bunalır ve soluğu kesilir gibi iç çekmek

İKLİM : Turkish Turkish

yeryüzünün herhangi bir yerinde, atmosferin olaylarının ortaklaşa gerçekleştirdikleri etkilerin uzun yılların ortalamasına dayanan durumu

İKLİM : Turkish Turkish

ülke, °diyar

İKLİM : Turkish Turkish

manevi çevre, gönül ülkesi

IKLIM TIKLIM : Turkish Turkish

alabildiğinden de çok, ağzına kadar dolu, çok kalabalık

İKLİMBİLİM : Turkish Turkish

ıklimleri inceleyen bilim, °klimatoloji

İKLİMBİLİMCİ : Turkish Turkish

ıklimbilim uzmanı, °klimatolog